4. Hukuk Dairesi 2019/1625 E. , 2020/165 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 11/06/2013 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/05/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; ...Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü kadrosunda müdür vekili olarak görev yapan dava dışı...’nun 11/04/1996 tarihinde ... civarında terör mensuplarına karşı yapılan operasyon sırasında yaralandığını ve davacı kurum aleyhine iş gücü ve efor kaybına uğradığı gerekçesi ile .... İdare Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat istemli dava açtığını, ... İdare Mahkemesinin 2006/2339 esas ve 2007/848 karar sayılı ilamıyla 2.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ...’ya ödenmesine karar verildiğini, idare mahkemesi kararına istinaden davacı tarafından ilgilisine 15/06/2012 tarihinde 6.988,25 TL ödeme yapıldığını, davalılar hakkında açılan kamu davasında ise suçları sabit bulunarak, mahkumiyetlerine karar verildiğini belirterek, ödenen tazminatın eylemi gerçekleştiren davalılardan rücuen tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı ...mirasçıları; kendilerince meydana getirilmiş bir zarar bulunmadığını belirterek, davanın zamanaşımı ve esastan reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının ödemek zorunda olduğu nakdi tazminatı 2330 sayılı Kanun doğrultusunda davalıya rücu etme hakkının açık olduğu, ancak bu tazminatın karar tarihi yerine haksız fiil tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği belirtilerek, olay tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin hükme esas aldığı 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un amacının belirlendiği 1. maddesinde “ Bu kanunun amacı; barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir” şeklinde açıklama getirilmiş olup belirtilen Kanun, idarenin kendi iç işleyişinde kurulan komisyonlarca tespit edilecek tazminat ve hesaplama yöntemlerine dair düzenlemeleri içermektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı talebinin ... İdare Mahkemesinin 2006/2339 esas ve 2007/848 karar sayılı ilamıyla hükmedilen tazminatın ilgilisine ödenmesi nedeniyle oluşan kurum zararının rücuen tazmini istemine ilişkin olduğu anlaşılmakta olup davacı idarenin, mahkemece hüküm altına alınan ve dava dışı güvenlik görevlisine ödenen miktarın tazmini için haksız eylemi gerçekleştiren davalılar ve mirasçılarına rücu etme hakkı da bulunmaktadır. Şu halde; mahkemece, uyuşmazlığın 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA 20/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.