Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/359 Esas 2012/1977 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/359
Karar No: 2012/1977

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/359 Esas 2012/1977 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/359 E.  ,  2012/1977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin kooperatif kredileri sözleşmesi gereğince Halk Bankası"na ödemeler yaptığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, takip dosyasındaki borcun ipotek teminatı altında olduğunu, ipoteğin varlığı nedeniyle kefil olduğunu, davacı alacaklı tarafından bilgi verilmeden keyfi olarak ipoteğin kaldırıldığını, alacaklı tarafından yapılan hatalı işlemin kendisine yükletilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip miktarının doğru olduğu, davalı her ne kadar borcun ipotek teminatı altında bir borç olduğunu, davacı alacaklı tarafından keyfi olarak ipoteğin kaldırıldığını savunmuş ise de, davalının müteselsil kefil olması nedeni ile takibe konu borç ile ilgili sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olmaması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
    İİK"nun 45. maddesine göre rehin ile temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas ya da haciz yolu ile takip edebilir.
    Yine BK"nun 488. maddesinin ikinci cümlesine göre kefillerin her biri borcun tamamından sorumlu olup, ancak diğerlerinin hissesi için onlara rucu hakkını haizdir. Somut olayda davacı ve davalı, dava dışı banka tarafından kooperatif kredileri sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan krediye birlikte kefil olmuştur. Davalının sorumluluğunun payı ile sınırlı olduğu hususu gözardı edilerek borcun tamamından sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
    Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri doğrultusunda banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak takip tarihi itibariyle borç hesaplattırılıp ipoteği aşan kısım yönünden İİK"nun 45. maddesi ve BK"nun 488. maddesinin ikinci cümlesi hükümleri de gözönüne alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.