1. Hukuk Dairesi 2016/15310 E. , 2020/571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESPİT, TESCİL
Taraflar arasında görülen davacıların mirasbırakanı ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti ve intikalen tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kayıt maliki ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olduklarının tespiti ve intikalen tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...’in kayden paydaşı olarak yer aldığı 359 parsel sayılı taşınmazın intikal işlemleri için Gölbaşı Tapu Müdürlüğüne başvuruda bulunduklarını, başvuru öncesinde söz konusu taşınmazın Veraset ve İntikal Vergilerini ödediklerini, her türlü yasal harç ve ödemeleri yaptıklarını, davacılardan ... tarafından davalı ... müdürlüğüne başvuruda bulunularak taşınmazın intikal işlemlerinin yapılmasının talep edildiğini, davalının Türk Medeni Kanunu’nun 1016. ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 165.,17.-18 ve 26. Maddelerini gerekçe gösterip tapu maliki ve kayıt maliki hususunda kesin kanaate varılamadığı gerekçesi ile başvuruyu reddettiğini, davalının işleminin hukuka aykırı olup kayıt maliki ...’ in tapu maliki olduğunu, ayrıca tapu sicil müdürlüğünün gerekçelerinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 359 parsel sayılı taşınmazın intikal işlemlerinin yapılarak adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, tapuda intikal işleminin idari bir işlem olduğunu, idare tarafından yapılması gerektiğini, mahkeme yoluyla intikal işleminin yapılmasının mümkün olmadığını, davanın çekişmesiz yargı niteliğinde olduğunu, çekişmesiz yargı işinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yasal koşulları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki ; eldeki davada davacının intikalen tescil isteği yönünden yapılan değerlendirmede, söz konusu talebin yerine getirilmesinin Tapu Müdürlüğünün görevi alanında olduğu gözetilerek bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının bu yöne ilişkin temyiz istemlerinin reddi ile kararının bu yönden ONANMASINA,
Öte yandan bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir.
Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Yani, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir.
Tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davaları da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup, niteliği itibariyle tespit taleplerinden başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır.
Talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla, çekişmesiz yargı işi olan tespit taleplerine Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerekir. Anılan Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacılar ; 6100 sayılı HMK"nun yürürlük tarihinden sonra 17.10.2014 tarihli dava ile, mirasbırakanları ...’in kayden paydaşı olarak yer aldığı 359 parsel sayılı taşınmazın intikal işlemleri için Gölbaşı Tapu Müdürlüğüne başvuruda bulunduklarını, başvuru öncesinde söz konusu taşınmazın Veraset ve İntikal Vergilerini ödediklerini, her türlü yasal harç ve ödemeleri yaptıklarını, davacılardan ... tarafından davalı ... müdürlüğüne başvuruda bulunularak taşınmazın intikal işlemlerinin yapılmasının talep edildiğini, davalının Türk Medeni Kanunu’nun 1016. ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 165.,17.-18 ve 26. Maddelerini gerekçe gösterip tapu maliki ve kayıt maliki hususunda kesin kanaate varılamadığı gerekçesi ile başvuruyu reddettiğini, davalının işleminin hukuka aykırı olup kayıt maliki ...’ in tapu maliki olduğunu ileri sürerek mirasbırakanları ... ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduklarının tespiti isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
Hâl böyle olunca anılan isteğin Asliye Hukuk Mahkemesinde yazılı yargılama usulüne göre görülmesi mümkün olmadığından, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.