7. Ceza Dairesi 2016/20467 E. , 2017/7789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanık ..."nin temyizine göre yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK.nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu dairemizin 2016/20467 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 29/12/2012, iddianame tarihinin 05/07/2013 olduğu; aynı gün incelemesi yapılan dairemizin 2015/519 esas, Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/199 E. ve 2013/500 Karar sayılı dosyasında, sanığın üzerine atılı suç tarihinin 06/06/2012, iddianame tarihinin 07/03/2013 olduğu anlaşılmakla;
Anılan dosyada sanığın eyleminin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyanın incelenip, gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve haklarında TCK.nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ..."nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
II) Sanık ... "nın temyizine göre yapılan incelemede;
Denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranan sanığa hükmü açıklamadan önce, 5271 sayılı CMK.nun 11. maddesi 2. cümlesi uyarınca, sanığın bizzat mahkemeye çağırılıp beyanı alınması gerekirken, meşruhatlı davetiye tebliğinden bahisle sanığın beyanı alınmadan savunma hakkı kısıtlanacak şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Kabule göre de,
1)24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması koşulu ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması hükmü getirilmiş olmakla, adli sicil kayıtları bulunmayan ve dosyaya olumsuz kişilikleri yansımayan sanık hakkında, ne şekilde pişmanlık göstermediği ve hangi gerekçe ile tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaate varılmadığı hususları tartışılmadan yetersiz gerekçe ile ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.