Esas No: 2022/2714
Karar No: 2022/11479
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/2714 Esas 2022/11479 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/2714 E. , 2022/11479 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 17.02.2022
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : İlk derece mahkemesince verilen beraat hükümlerinin kaldırılarak önceki mahkumiyet hükümlerinin onaylanması
Sanık hakkında ilk derece mahkemesinin yargılamanın yenilenmesi yolu ile vermiş olduğu beraat hükümlerinin kaldırılarak önceki mahkumiyet hükümlerinin onaylanmasına ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 02.02.2022 tarihli, 2021/1571 Esas ve 2022/278 Karar sayılı kararının, beraat hükümlerini değiştiren karar niteliğinde olup kesin nitelikte olmadığı ve temyizi kabil olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine dair 17.02.2022 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede:
CMK'nin 280/1-a maddesine göre, ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptandığında, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verileceği, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı ile 280/1-b-c-d maddelerinde düzenlenen durumların bulunması hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verileceği, 280/1-e-f maddelerinde yer alan şartlar gerçekleştiğinde ilk derece mahkemesi hükmünün bozulacağı, diğer hâllerde ise gerekli tedbirler alınarak davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasından sonra, aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca, duruşma sonunda istinaf başvurusunun esastan reddine hükmolunacağı veya ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekeceği, belirtilenlerin dışında bölge adliyesi mahkemesi tarafından başka bir karar verilemeyeceği gözetilerek yapılan incelemede;
Somut olayda; sanık hakkında Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2017 tarihli, 2015/1381 Esas ve 2017/990 Karar sayılı kararı ile "2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma" suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 17.12.2019 tarihli, 2018/50 Esas ve 2019/1420 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, akabinde sanık müdafisinin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu ve Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2021 tarihli, 2021/146 Esas ve 2021/738 Karar sayılı kararı ile yargılamanın yenilenmesi talebini kabul ederek mahkumiyet hükümlerinin iptali ile sanığın atılı suçlardan CMK' nin 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verildiği, bu hükmün katılan vekili tarafından istinaf edildiği ve bölge adliye mahkemesince duruşma açılmadan dosya üzerinden değerlendirme yapıldığı anlaşılmış ise de; CMK’nin 280/1-b-c-d maddeleri ile aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan durumlar mevcut olmadığından, duruşma açılması ve sanığın beyanının alınması suretiyle CMK’nin 280/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5271 sayılı CMK'nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkındaki bu suçlardan İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 02.06.2022 tarihinde Yargıtay üyesi ...'un karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun sanık ... hakkında Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2017 tarihli, 2015/1381 Esas ve 2017/990 Karar sayılı kararı ile "2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma" suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 17.12.2019 tarihli, 2018/50 Esas ve 2019/1420 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, akabinde sanık müdafisinin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu ve Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2021 tarihli, 2021/146 Esas ve 2021/738 Karar sayılı kararı ile yargılamanın yenilenmesi talebini kabul ederek mahkumiyet hükümlerinin iptali ile sanığın atılı suçlardan CMK' nin 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verildiği, bu hükmün katılan vekili tarafından istinaf edildiği ve bölge adliye mahkemesince duruşma açılmadan dosya üzerinden değerlendirme yapıldığı anlaşılmış ise de; CMK’nin 280/1-b-c-d maddeleri ile aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan durumlar mevcut olmadığından, duruşma açılması ve sanığın beyanının alınması suretiyle CMK’nin 280/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanık aleyhine ve hatalı şekilde “sanığın atılı suçlardan beraatine ilişkin Ankara 35.Asliye Ceza Mahkemesi'nin, 21/09/2021 tarih, 2021/146 Esas ve 2021/738 Karar sayılı hükümlerinin yargılamanın yenilenmesine ilişkin yasal şartların oluşmaması nedeniyle hukuki değerden yoksun olduğundan KALDIRILMASINA, Ankara 35.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2017 tarih 2015/1381 Esas 2017/990 Karar sayılı, hükümlü ... hakkında yetkilisi olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olarak 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura kullanmak suretiyle Vergi Usul Kanununa Aykırılık suçlarından verilen ve Dairemizin 2018/50 Esas ve 2019/1420 Karar sayılı kararı ile kesinleşen hükümlünün 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura kullanmak suretiyle Vergi Usul Kanununa aykırılık suçlarından mahkumiyet hükümlerinin ONAYLANMASINA” denilmek suretiyle hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu nedeniyle BOZULMASI gerektiği şeklindeki görüşüne aşağıdaki nedenlerle karşıyım.
Yargılamanın yenilenmesine ilişkin CMK hükümleri aşağıdaki şekildedir.
5271 sayılı CMK'nin 321. maddesinde;
(1) Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya 311 inci Maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 314 üncü Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı hâllerde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir.
(2) Aksi hâlde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir.
(3) Bu Madde gereğince verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.
5271 sayılı CMK'nin 323/1. maddesinde;
Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir.
Bu hükümler ilk derece mahkemesinin yapması gerekenleri içermektedir. İstinaf incelemesi esnasında ilk derece Mahkemesinin ilk hükmü halen canlılığını korumaktadır. İlk hükmün doğru olduğunu, yapılan iptal işleminin yerinde olmadığını dosyadaki mevcut deliller ile tespit eden İstinaf Mahkemesi yalnızca bu iptal işlemini kaldıracak ve ilk hükmün doğruluğunu onaylayacaktır. Tekrar duruşma açması demek olağanüstü kanunyolu olan yargılamanın yenilenmesi müessesenin ruhuna aykırıdır. Ayrıca duruşmayı hangi delili toplamak için açacaktır. İlk hükmün doğru olduğunu tespit eden İlk derece Mahkemesi duruşma açmadan onay yapabilmekte, ancak aynı CMK hükümlerine göre inceleme ve denetim yaparak karar verecek olan İstinaf Mahkemesinin onay yapamayacak olması kendi içerisinde bir çelişkidir. Mutlaka duruşma açılması gerekliliği kovuşturmanın bitmez bir hale gelmesi sonucunu doğuracaktır.
5271 sayılı CMK'nin 280/1-a maddesi, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerine, ilk derece mahkemesi kararlarında tespit ettikleri ve 303. maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlalleri duruşma açmaksızın dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda giderebilme ve sonrasında düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verme yetkisi vermiştir. Burada da yapılması gereken CMK'nin 280/1-a maddesi ile 321 ve 323 maddelerin birlikte ele alınarak İstinaf incelemesinin bir hukuki denetim olduğunu kabul etmektir.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle, sayın çoğunluğun hukuki denetim yapılmadan dosyanın esasına girilmeden sair yönleri incelenmeden CMK'nin 280/1-g maddesi uyarınca duruşma açılması gerekliliğinden hükmün bozulmasına dair görüşüne katılmıyorum.