22. Hukuk Dairesi 2016/2299 E. , 2016/4764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, ikramiye prim ile ihtarname gideri alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın görevsizlik yönünden reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan Orman ... orman yangınlarını söndürme işini ihale usulü ile alt işverenlere verdiğini, kendisinin yangın söndürme helikopterlerinde gözlemci pilot olarak çalıştığını, yabancı uyruklu pilotlara telsizden gelen emir ve talimatları verdiğini belirterek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan müştereken tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın öncelikle görev yönünden reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yapılan işin hava taşıma işi, davacının da uçucu ekipte yer alması nedeni ile davaya bakmakla genel mahkemelerin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun .... maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabidir. Ancak hava taşıma işlerinde çalışanlar için özel bir düzenleme yapılmadığından Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanmaktadır.
Zirai uçaklar ile... uçakları pilotları “hava taşıma işleri” kapsamında bir iş yapmadıklarından 4857 sayılı Kanun"un hükümlerine tabidirler.
4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinde deniz ve taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
....Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,
2. Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,
3. 854 sayılı Kanun kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde, çalışanların 4857 sayılı Kanun kapsamında oldukları belirtilmiştir.
Sonuç olarak gerek taşıma gerekse yer hizmeti olsun, yukarda açıklanan ilkelere göre deniz ve hava işlerinde, 4857 sayılı Kanun"un, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ve 854 sayılı Kanun"un uygulandığı uyuşmazlıklarda iş mahkemesi, diğer durumlarda ise genel mahkemeler görevlidir.
Somut olayda, davalılardan ..., Mayıs ve Kasım tarihleri arasında çıkabilecek orman yangınlarına havadan müdahele için, genel maksat helikopterlerine yangınla müdahele hizmeti yaptırılması işini, davalı şirketlerin oluşturduğu ortak girişime hizmet alımı yolu ile vermiştir. Teknik şartnamede yangın söndürmede kullanılacak genel maksat helikopterlerinin, bir defada en az ikibin beşyüz litre suyu veya gerektiğinde yükü gövdesi dışında altı bin feette taşıma, atma veya en az on iki personeli altı bin feet yüksekliğe çıkarıp atma veya indirme özelliklerine sahip olması gerektiği belirtilmiştir. Davacı, genel maksat helikopterlerinde gözlemci pilot olarak çalışmış yabancı uyruklu pilotlara telsizden gelen emir ve talimatları vermiştir. Mahkemece, yangın söndürmede kullanılacak eşyaların, yangından zarar gören insanlar ve diğer canlıların da sözkonusu helikopterlerde taşınması nedeni ile yapılan işin hava taşıma işi kapsamında olduğu belirtilmişse de yapılan asıl iş, orman yangınlarını söndürmek olup hava taşıma işi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Mahkeme gerekçesinde belirtilen diğer faaliyetler ise asıl işin görülmesine yardımcı faaliyetlerdir. Bu nedenle davaya bakmakla iş mahkemleri görevli olup yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 14/...-ı. maddesinde, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir.
Anılan kanunun 115. maddesinde; "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava şartı noksanlığı mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez. “düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, dava sebebi, tarafları ve konusu aynı olan dava, daha önce Ankara 9. İş Mahkemesinin 2014/406 esas sayılı dosyası ile açılmış ve belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile 19.02.2015 tarihinde usulden reddedilmiştir. Anılan kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştiğine dair dosya içerisinde belge bulunmamaktadır. Bu durumda 12.03.2015 tarihinde açılan eldeki dava bakımından, Ankara 9. İş Mahkemesinin 2014/406 esas, 2015/89 karar sayılı dosyası nedeni ile derdestlik durumu sözkonusudur. Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 115/2. maddesi gereğince derdeslik konusundaki dava şartı noksanlığının giderilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmeli ve Ankara 9. İş Mahkemesinin 2014/406 esas sayılı dosyasında verilen kararın taraflara tebliği sağlanmalıdır. Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi durumunda derdestlik konusundaki dava şartı noksanlığının yargılama aşamasında tamamlandığı kabul edilerek işin esasına girilmelidir. Temyiz edilmesi halinde ise temyiz incelemesi sonucuna göre derdestlik yönünden bir değerlendirme yapılmalıdır.
Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilye iadesine, 22.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.