22. Hukuk Dairesi 2015/4039 E. , 2016/4763 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA: Davacı, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı bünyesinde çalıştığını ve iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması talep etmiştir.
Davalı, davacının vasıfsız işçi olarak traktör şoförlüğü yaptığını, ibraname ile tüm alacaklarını aldığını beyan etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının, davalının tarlalarında traktör ile çalıştığı, tarla işleri ile ilgili inşaat işlerini yaptığı, davalı işyerinde çalışan sayısı İş Kanunu kapsamında sayılacak miktardan az olduğu gerekçesi ile Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi"ne görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi ile hangi yer mahkemesinin davaya bakmakla yetkili olduğu noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
İş Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 50"den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.
Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde elli dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu"nun 66. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu"nun 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
1-Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,
2-Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,
3-Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde
4-Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde, çalışanların, İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
Ayrıca 5521 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
Dosya içeriğine göre davacı 01.01.1999-11.12.2003 ve 29.06.2004-29.12.2006 tarihleri davalıya ait işyerlerinde traktör ile çalıştığını, kahyalık ve davalının verdiği diğer işleri yaptığını belirterek her iki dönem çalışması için kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davacının, davalının tarlalarında traktör ile çalıştığı, tarla işleri ile ilgili inşaat işlerini yaptığı gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi"ne görevsizlik ve Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiştir.
Davacının davalı işyerindeki çalışmalarına ilişkin İzmir 8. İş Mahkemesi"nin 2011/ esas sayılı dosyasında açtığı hizmet tespit davasında, davalı İ.. K..’a ait 1237304.35 nolu iş yerinde 01.01.1999-11.12.2003 ve 28.07.2004-29.12.2006 tarihleri arasında; 1230292.35 nolu iş yerinde 29.06.2004-27.07.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Mahkeme kararı Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 2012/ esas ve 2012/ karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında 1230292.35 nolu iş yeri bina inşaatı işyeri olarak, 1237304.35 nolu iş yeri ise tarım (ziraat) işyeri olarak geçmektedir. Dinlenen şahit beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının 01.01.1999-11.12.2003 ve 28.07.2004-29.12.2006 tarihleri arasında, davalıya ait tarım işyerindeki çalışmasının ağırlıklı olarak tarla sürülmesi vs gibi tarım işlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından mahkemece anılan dönem için Asliye Hukuk Mahkemesi"ne verilen görevsizlik kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, cevap dilekçesinde yetki itirazı bulunmadığı da değerlendirildiğinde, bu dönem çalışması bakımından görevli mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yargılama usulüne göre yetki hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi yerine Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi"ne görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen hizmet tespit davası ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 29.06.2004-27.07.2004 tarihleri arasında davalıya ait inşaat işyerinde çalıştığı tartışmasızdır. Bu sebeple anılan dönem çalışması bakımından davaya bakmakla İş Mahkemeleri görevlidir. Ayrıca dosya içeriğinden davalının dava tarihindeki ikametgah adresi ve davacının fiilen çalıştığı yerin Selçuk"ta bulunduğu anlaşılmaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24/03/2005 tarih, 188 sayılı kararının 12/I-a ve 26/03/2014 ve 141 sayılı kararları gereği Selçuk"taki İş davalarına bakmakla İzmir İş Mahkemesi yetkili olduğundan 29.06.2004-27.07.2004 tarihleri arasındaki talep bakımından mahkemece görevli ve yetkili olduğu kabul edilerek işin esasına girilip bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.