Davacı, 15.9.1986-24.1.1994 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalı olduğu tesbiti ile 1.1.2005 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının 15.9.1986-24.1.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun ve 1.1.2005 tarihi itibarıyle aylık bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Davacının 10.4.1979 yılında geriye yönelik olarak 22.6.1976 tarihi itibariyle tescil edildiği, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin bir kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının 1479 sayılı Yasa gereği tescili 1979 yılında geriye yönelik olarak yapılmış olmakla, 10.4.1979 yılında yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 24.maddesi gereğince uyuşmazlık konusu döneme ilişkin sigortalılık koşullarının oluşmadığı ortadadır. Ne var ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün ve 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı ilamı gereğince uyuşmazlık konusu dönem olan 15.9.1986-24.1.1994 tarihleri arasına ilişkin primlerin ödenmiş ve davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olması halinde bu süreyi de sigortalılık süresi olarak kabul etmek gerekir. Davacı tarafından 1997 yılında çıkarılan aftan yararlanmak suretiyle bu döneme ilişkin 3.3.1998 tarihinde primlerin ödendiği ileri sürülmekte olup ödenen primlerin hangi dönemi kapsadığı dosya içeriğinden açık bir şekilde anlaşılamamaktadır. Yapılacak iş, davacı tarafından 3.3.1998 tarihinde ödenen primlerin hangi tarihler arasındaki sigortalılık süresine tekabül ettiğini hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın araştırmak, gerektiğinde bu hususta aktüerya uzmanından rapor almak ve çıkacak sonuca göre alınan primler Kurumca uzun süre kullanıldığından Medeni Kanun 2. maddesine göre primi karşılanan sürelerin sigortalı olarak tespitine karar vermek ve yaşlılık aylığı koşullarını bu sonuca göre değerlendirmek gerekir O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.