11. Hukuk Dairesi 2011/2524 E. , 2012/9550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Hasımsız olarak görülen davada Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/10/2009 tarih ve 2008/215-2009/480 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, işyerinde bulunan ticari mallarını, Şafak Otomotiv İnş. Taah. Tur. Tic. Ltd. Şti."ne sattığını ve satış bedeli karşılığı olarak alıcı şirketten her biri 2.500.00 YTL bedelli, toplam on iki adet senet aldığını, bu senetlerde müvekkilinin ciro imzasının bulunmadığını, müvekkilinin, vadesi gelmemiş senetleri oğlu ... "ye ait işyerinde bulundurduğunu, ancak oğlunun 10.04.2008 tarihinde öldürülmesinden sonra, işyerinde yaptığı arama sonrası bu senetleri bulamadığını ileri sürerek, 30.05.2008, 30.06.2008, 30.07.2008, 30.08.2008, 30.09.2008 vadeli, 2.500.00"er YTL bedelli senetlerin, keşideciye ibrazında ödenmemesi için ödeme yasağı kararı verilmesini ve senetlerin iptalini, ayrıca, alacaklı müvekkilinin haklarının korunmasının temini için senet borçlusu keşidecinin senet bedelini yatırabilmesi için bir banka şubesinin tevdii mahalli olarak tayin ve tespiti ile bu kararların keşideciye bildirilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahale talep eden keşideci Şafak Otomotiv İnş. Taah. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacıya verilen on iki adet senetten 30.10.2007, 30.11.2007 ve 30.12.2007 vadeli senet bedellerinin bizzat davacıya ödendiğini, davacının daha sonra müvekkilinden bakiye senetleri, oğlu ..."nin alacaklısı ..."a ödenmesini talep etmesi üzerine 30.01.2008, 30.02.2008, 30.03.2008 ve 30.04.2008 vadeli senet bedellerini bu kişiye ödendiğini, ancak davacının oğlunun ölümünden sonra, dava konusu edilen beş adet senedin ..."da bulunduğunu bilmesine rağmen, haksız ve kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını, dava konusu senet bedellerini ..."a ödendiği ve senetleri geri aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı vekiline, iptali istenen ve keşideci tarafından ödenmiş olan senetlerin istirdadı için keşideci şirkete dava açmak üzere süre verilmiş, ancak davacı tarafından böyle bir davanın açılmaması üzerine, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, dava konusu senetlerin davacının elinden rızası hilafına elinden çıkıp çıkmadığının açılacak olan bir alacak davasında tartışılmasının ve davacının, senetlerin zayiine sebebiyet verdiğini iddia edeni doğrudan doğruya takip edip, zararını ondan talep etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK"nun 575 ve devamı maddelerinde gösterilen, zayi nedeniyle senet iptaline ilişkin olup, mahkemece, müdahale talep eden keşidecinin, senetlerin ödeme nedeniyle kendisinde olduğunu beyan etmesi üzerine davanın reddine karar verilmiş, ancak müdahilin bu beyanına rağmen, kendisinden, senet asıllarını ibraz etmesi istenmemiş, senet asılları ibraz edilmediği halde istirdat davası açmak üzere davacı vekiline süre verilmiştir. Oysa TTK"nun 577/1. maddesi gereğince, iptali istenen senet ibraz edildiği takdirde, mahkemece dilekçe sahibine senedin iadesi hususunda dava açmak üzere mehil verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/06/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.