Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/13466
Karar No: 2007/10206
Karar Tarihi: 26.06.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/13466 Esas 2007/10206 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/13466 E.  ,  2007/10206 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Afyonkarahisar  Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih               :  30.6.2006
    No                   : 238-192  

    Davacı   SSk tarafından yaşlılık aylığının iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline ve borçlu olmadığının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf  vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici  sebeplere göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacının temyizine gelince:
    Davacı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 01.12.1996 tarihi itibariyle sona erdiğinin, tesbitini,  SSK.’nun yaşlılık aylığının iptali işleminin iptali ile  SSK’na ödenen yaşlılık  aylığı nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.
     Mahkemece, davacının SSK:’na borçlu olmadığına ancak tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna ve yaşlılık aylığı iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 1986 yılında resen 01.12.1986 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği herhangi bir prim ödemesinin bulunmadığı 1964-1986 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının ve  01.03.1989-31.12.1993 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılığının olduğu  01.02.1994 tarihinden itibaren SSK.’ca yaşlılık aylığı bağlandığı ancak bilahare Bağ-Kur tarafından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun bildirilmesi üzerine yaşlılık aylığı bağlanması işlemi iptal edilerek yersiz ödenen aylıkların iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
    Uyuşmazlık, her iki sigortalılığın çakışması halinde hangi sigortalılığa öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
    Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 2926 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olabilmesi için hizmet ektine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 2926 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde bir kimsenin tarım Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için tarımda kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
    Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar ve 3.10.2001 günlü kararında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir.
    Bu açıklamalar karşısında davanın önceden  başlayan sigortalılığı 2926 sayılı Yasa"ya tabi  sigortalılık olduğundan bu sigortalılığa değer verilmesi gerekirse de  1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur.  Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını   tebliğ   tarihinden   itibaren   üç   ay   içinde  ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1.fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104.  maddesi hükümlerinin uygulanacağı ,  yine  5458   sayılı   Yasa’nın   14.  maddesi  ile eklenen ve 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma  talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam  eden  uyuşmazlıklarda,  tamamlanmamış  hukuki  durumlara  yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini  ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın değişik Ek 19.maddesi ile Geçici 26.maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
    Davacının  prim borcunu ödeme isteği olmadığı da  gözetildiğinde uyuşmazlığa hüküm tarihinden önce 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın değişik Ek 19 ve Geçici 26. maddesinin uygulanacağının kabulü gerekir.  Hukuk Genel Kurulu"nun 21.6.2006 gün  ve 2006/21-363 E. 2006/ 466  K., 28.6.2006 gün  ve 2006/21-485 E., 2006/483 K. no lu kararları da bu yöndedir.
    Yapılacak iş; davacının 1986 yılındaki tescilinden itibaren herhangi bir prim ödemesi bulunmadığı  için 1479 sayılı Yasanın değişik Ek. 19.maddesi gereğince 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı bu tarih itibariyle durdurmak ve bu tarihten sonra SSK.’lı çalışmalarına öncelik tanımaktır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  temyiz edene iadesine, 26.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi