19. Hukuk Dairesi 2017/204 E. , 2018/3241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının usul yönünden bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, dava dışı ...’ın alacağını temlik eden davalı ...’ndan kullandığı 10.000 TL limitli krediye davacının kefil olduğunu, asıl borçlunun daha sonra kullandığı 20.000 TL limitli krediden ise davacının haberinin olmadığını, limit artırımı yönünden davacının imzasının bulunmadığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacaklı bankanın her iki kredi borcunu birleştirerek icra takibi başlattığını, yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini, faiz oranının yüksek olduğunu ileri sürerek, davacının 20.000 TL bedelli kredi yönünden borçlu olmadığının tespitini, sorumluluğun bulunduğu 10.000 TL‘lik kredi yönünden takipte talep edilen miktar kadar borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Alacağını temlik eden davalı ...Ş. vekili, dava dışı asıl borçlu ..."ın 23.03.2005 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği kullandığı kredinin 10.000 TL"lik kısmına davacının kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, davacı hakkında icra takibine başlanırken sehven tüm krediden sorumluymuş gibi ödeme emri düzenlendiğini, ancak davacının sorumluluğunun 10.000 TL ve kendi temerrüdünün sonuçlarıyla sınırlı olduğunun açık olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen, davacının toplam 4.634,73 TL borçlu olması nedeniyle davanın kısmen kabulüne dair kararı, Dairemiz 30.01.2014 tarih; 2013/16131 E. - 2014/2261 K. sayılı ilamı ile “mahkemece HUMK"nun 74. maddesi de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu bulunmadığı miktar tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının limit artırımına konu 20.000 TL yönünden sorumluluğunun bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının toplam 4.634,73 TL borçlu olduğu, bakiye talep yönünden borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 20.000 TL’lik kredi yönünden borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu takipte asıl alacak ve ferileri toplamından 20.010,08 TL TL"lik kısmına ilişkin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm temlik alan davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.