Taksirle yaralama suçundan sanık ..."in beraatine, sanık ... "in mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Sanık ..."in mahkumiyetine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sabit iz hususunda Adli Tıp İhtisas Kurumu"ndan rapor alınmadan hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında tayin edilen beraat hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Bozma ilamına uyularak sanık hakkında yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair kesin delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak; Dosya kapsamından, sanığın kusursuz olduğunun kabulü ile beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, "yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair kesin delil bulunmadığı” nedeniyle beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. fıkrasınının tamamen hükümden çıkarılarak yerine “ Her ne kadar sanık hakkında TCK"nın 89/4. maddesi gereğince taksirle yaralama suçundan dava açılmış ise de yüklenen suç açısından sanığın kusurunun bulunmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine” ifadesinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan beraate ilişkin hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.