23. Hukuk Dairesi 2011/2040 E. , 2012/1905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin ve aidiyetin tespiti, olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı ile süresi içinde davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilin davalı kooperatif üyesi olduğunu, D Blok 1 ve 6, E Blok 1 nolu dairelerin müvekkilince satınalındığı ve bedellerinin ödendiğini, ayrıca daireler için harcamalar yapıldığını, yapılan satışın kooperatif üyeliği olarak kabulünün gerektiğini, fakat kooperatifin sözleşmeyi geçersiz saydığını ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun, dava konusu dairelerin davacıya ait olduklarının tespitine, bu talepleri kabul edilmediği takdirde dairelerin rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, resmi şekle riayet edilmeden yapılan sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğunu, bu nedenle yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bir yıl içinde geri istenebileceğini, üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra davanın açıldığını ve davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının üye olmadığını, D Blok 6 ve E Blok 1 nolu dairelerle ilgili geçersiz bir sözleşmenin dahi olmadığını, davacının kayınbiraderi de olan eski yönetim kurulu başkanı ile bir takım muvazaalı işlemlerin yapıldığını, yapılan sözleşmelerde yönetim kurulunda bulunan Kiraz Biçici"nin imzasının taklit edildiğini, davacının hükümsüz sözleşmeler uyarınca yaptığı ödemeleri istemesi gerekirken daire rayiç değerlerini talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının ödeme iddialarının da kabul edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının kooperatif üyesi olmadığı, resmi şekle uyulmadığından taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmelerinin geçersiz olduğu, bu durumda davacının daire bedellerini isteyemeyeceği, ancak ödediği bedelleri denkleştirici adalet ilkeleri gereğince geri isteyebileceği, D Blok 6 nolu daire ile ilgili ödemesi bulunmadığı gerekçesiyle, D ve E Blok 1 nolu dairelerle ilgili olarak 216.366,24 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, diğer taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Mahkeme hükmü davacı vekiline, 14.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm HUMK’nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 30.06.2011 tarihinde temyiz edilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas,1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik olmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönününden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.