20. Hukuk Dairesi 2016/10134 E. , 2016/11501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 1. Asliye ve ... 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
... 1. Asliye Mahkemesince uyuşmazlığıın 6102 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmiştir
... 9. Asliye Ticaret Mahkemesince ise davanın haksız fiilden kaynaklandığı, sigorta şirketinin halefiyet prensibine dayanarak dava açtığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
TTK"nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için ve isteyebileceği bedel ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 Esas, 1954/11 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 Esas- 9 sayılı Kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir."
Somut olayda, davacı vekilinin özetle; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen 08 YB 689 plakalı aracın 21/12/2013 tarihinde davalı şirketin işleteni bulunduğu ve diğer davalı tarafça kullanılan greyderin çarpması sonucu ağır şekilde hasarlandığını, hadise mahallinde trafik kazası tespit tutanağına göre iş makinası vasfındaki greyderin olayda kusurlu bulunduğunu, sigortalı araca müvekkil şirket tarafından 9,173,00 TL ödendiğini, bu nedenle 9.173,00 TL"nin tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ..., sigortalı da gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davalıların yerleşim yeri adreslerinin de ... olduğundan bu durumda uyuşmazlığın, ... 1.Asliye Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/11/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.