21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/16657 Karar No: 2007/10036 Karar Tarihi: 21.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/16657 Esas 2007/10036 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/16657 E. , 2007/10036 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Mersin İş Mahkemesi Tarih : 31.3.2006 No : 978-190
Davacılar murisinin davalılardan işverene ait işyerinde 15.3.1982-31.10.1985 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı,murisi İ.Z.’in davalıya ait işyerinde 15.03.1982-31.10.1985 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığını ileri sürerek davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tesbitini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle tesbit dönemindeki imzalı ücret bordrolarındaki davacı imzaları üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak; imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği dönemler varsa, imzalı ücret bordrolarındaki süreler kadar çalışıldığı kabul, edilerek bu süreler dışında kalan sürelerin reddine, imzaların davacıya ait olmadığının belirlediği dönemler için ise işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları dinlenmeli,bulunamadığı dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgilerine başvurmak ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip eksik bildirilen çalışmaların tespiti yönünde karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.