Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4558
Karar No: 2022/157
Karar Tarihi: 12.01.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4558 Esas 2022/157 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/4558 E.  ,  2022/157 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.05.2018 tarih ve 2016/870 E- 2018/453 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.02.2020 tarih ve 2018/1849 E- 2020/106 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili lehine intifa hakkı tesis etmiş olduğu taşınmazdaki akaryakıt istasyonu için taraflar arasında 03.10.2007 tarihli bayilik sözleşmesi ve 27.06.2007 tarihli bayilik protokolünün akdedildiğini, davalı ...’un sözleşmeleri garantör olarak imzaladığı gibi diğer davalı ... ile birlikte sözleşme, protokol ve taahhütnameden doğan tüm alacaklarının 1.000.000 TL’lik kısmına kefil olduğunu, bayilik sözleşmesine ek olarak imzalanmış olan 03.10.2007 tarihli satış taahhütnamesi uyarınca, müvekkili şirketin sözkonusu satış taahhütlerinin yerine getirileceği inancıyla davalı şirkete bayilik hizmet bedeli adı altında 400.000 USD (KDV hariç ve ödeme günündeki KDV dahil TL karşılığı olarak 572.264,00 TL) ve intifa bedeli olarak da 5.250,00 TL ödeme gerçekleştirdiğini, bayinin sözleşmeye riayet etmediğini, satış taahhütnamesine uymadığını, cari hesaptan kaynaklı borcunu ödemediğini, kaldı ki rekabet mevzuatı gereğince müvekkili tarafından 18.06.2012 tarihli ihtarnameyle sözleşmenin feshedildiğini, davalıların intifa hakkının kullanılamayan süreye tekabül eden kısım açısından sebepsiz zenginleştiklerini, bunun yanında intifa terkin ve masraflarının da müvekkili tarafından karşılandığını ileri sürerek, müvekkili şirketin davalı bayiye taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 15 yıl süreceği inancı ile bayilik hizmet bedeli ve intifa bedeli olarak ödediği toplam tutarın, intifa hakkının kullanılamayan süresine isabet eden 385.223,23 TL alacağının fiili ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilin tahsiline, intifa terkin harcı ve masrafları ile emlak vergisinin müvekkili şirket tarafından yasal hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmiş olması nedeniyle toplam 5.121,04 TL’nın davalı şirketten rücuan tahsiline, cari hesaptan kaynaklı 949,93 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, hizmet bedeli adı altında yapılan ödemelerin hibe olduğunu, bu bedelin davacının istasyon formatı kapsamında inşa edilecek istasyonun inşaat ve her nevi işlemleri için verildiğini, bu ödemelerin müvekkili şirkete yapıldığını, müvekkili gerçek kişilerin bu bedelden sorumlu olmadığını, davacının müvekkiline akaryakıt vermediği gibi sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, intifa bedelinden ve intifa terkini için yaptığı masraflardan davacının sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin cari hesaptan kaynaklı borcunun olmadığını, hatta davacıdan alacaklı olduğunu, kefalet koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 02/11/2007 tarihinde 286.408,00.-TL ve 14/07/2008 tarihinde ise 291.106,00.-TL tutarında bayilik hizmet bedeli açıklaması ile davalı bayiye ödemelerin yapılmış olduğu, davacının bayilik bedelinin ve intifa hakkının kullanılmayan süresine isabet eden meblağı sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edebileceği, davacının ticari defterlerine göre 949,93-TL cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunduğu, bayilik sözleşmesinin ticarî defter ve kayıtlar başlıklı 51. maddesinde davacının ticari defter ve kayıtlarının münhasır ve kesin delil teşkil edeceğinin taraflarca kabul edildiğini, protokolün mali yükümlülükler başlıklı 5.1 maddesi ve Harçlar Kanununun 58/f maddesi uyarınca davacının ödediği intifa terkin harcı, emlak vergisi ve tapu harcını davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, intifa hakkının kullanılmayan süresine isabet eden ve bayiilik bedeli olarak ödenen miktardan 385.223,33-TL ana paranın 29.06.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ve KDV'si ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, cari hesaptan kaynaklı 949,93-TL alacağın temerrüt tarihi 29.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, intifa terkin harcı, masraflar, emlak vergisi olmak üzere toplam 5.121,04-TL 'nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi'nce; intifa terkin belgesine göre, davacı tarafından davalı bayiye 15 yıllık intifa karşılığı intifa bedeli olarak 5.250,00 TL ödeme yapılmış ise de intifa hakkı terkin belgesinden davacı tarafça intifa hakkının tamamından bedeli alınmış olduğu belirtilmiş olduğundan, bu durumda davacının davalı bayiye peşin ödenen intifa ivaz bedelinin bakiye kalan süresine tekabül eden miktarı istemesinin mümkün olmadığı, Harçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince, tapudaki intifa hakkının terkini harcını yatırma yükümlülüğünün taşınmaz malikine ait olduğu, dava konusu terkin harcının ve masraflarının davacı tarafça yatırıldığı bu yöndeki ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinin yerinde olduğu, ancak davalı bayiden cari hesaptan dolayı alacağının bulunduğu iddia edilmiş ise de davalı tarafça alacağın inkar edildiği, bu durumda ispat yükünün davacı tarafta olup, alacağın ispat edilemediği, salt davacının ticari defter ve kayıtlarına göre bu talep açısından kabul kararı verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; bayilik hizmet bedeli olarak ödenen miktardan 385.223,33 TL ana paranın, 29/06/2012 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ve KDV'si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, intifa terkin harcı, masraflar, emlak vergisi olmak üzere toplam 5.121,04 TL'nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, intifa hakkının kullanılmayan süresine isabet eden kısıma ilişkin alacak ile cari hesaptan kaynaklı alacak istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri uyarınca yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına ve taraflar arasında düzenlenen akaryakıt bayilik sözleşmesinin davacı tarafca haklı olarak feshedilmiş olmasına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 19.998,32 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi