Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.09.1989-17.03.2003 tarihleri arasında sürekli olarak geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, davalıya ait işyerinde 15.09.1989-07.03.2003 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığını ileri sürerek davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmanın tesbitini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak ücret bordroları ve diğer işveren kayıtları sel baskını sebebi ile temin edilemediğinden, işverence SSK’ya verilen ve tüm tesbit dönemini kapsayan dönem bordrolarında kayıtlı kişiler saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmek, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı usulüne uygun imza incelemesi yapılması, davacıya ait olmadığı belirlenirse çalışmanın özellikleri de göz önüne alınarak blok şeklinde sürekliliği üzerinde durularak araştırma yapılması, imzaların davacıya ait oldukları belirlenirse ,davacıyı bağlayacağından işten çıkış ve giriş aralarındaki dönemlerin ayrı ayrı hak düşürücü süre yönü ile incelenip değerlendirildikten sonra çalışma süreleri ve fiili çalışma olgusu araştırılarak tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun .bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz nedenlerine göre davalı Kurumun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi