Esas No: 2020/880
Karar No: 2022/175
Karar Tarihi: 12.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/880 Esas 2022/175 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/880 E. , 2022/175 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine-kısmen kabulüne dair verilen 15.01.2020 tarih ve 2019/1974 E. - 2020/141 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.01.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı borçlu Camvit Seramik San. ve Tic. A.Ş.’nin ortağı olduğunu ve davalı şirkete nakit olarak borç verdiğini, borç miktarının 31/12/2011 tarihi itibariyle 505.871,90 TL'ye ulaştığını, Kadıköy 14. Noterliği vasıtasıyla 22/01/2013 tarihli ihtarname gönderilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2015/11434 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra dosyasına sunduğu dilekçe ile borcun 294.371,90 TL’lik kısmını kabul ettiğini, ancak borcun kalan kısmına ve faiz oranına itiraz ederek takibin bu kısım yönünden durduğunu, müvekkilinin alacağının şirket kayıtlarından tespit edilebileceğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olması nedeniyle davalının %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı arasında ticari nitelikte bir ödünç alma ilişkisi bulunmadığını, bugüne kadar hiç bir ortağa verdiği borç sebebiyle faiz ödenmediğini, davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının defter kayıtlarından davacının 303.871,90 TL alacaklı olduğu ve bu alacağın 294.371,90 TL'lik
kısmının ödendiği, kalan 9.500,00 TL'nin de 17/05/2012 tarihinde ve 14/05/2012 tarihinde ödendiği kayıtlı olmasına rağmen ödeme belgelerinin bulunmadığı, mevcut defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun 9.500,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine itirazının 9.500,00 TL asıl alacak 2.960,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.460,55 TL yönünden iptaline, bu kısım üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip sonrası asıl alacağa %10,5 ve değişen oranda avans faizi uygulanmasına, asıl alacak likit olduğundan %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, reddedilen kısım yönünden davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen karar Dairemizce bozulmakla, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yeniden hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi ilamının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, davalının icra takibine itirazının 9.500,00 TL asıl alacak 2.960,55 TL işlemiş faiz, toplam 12.460,55 TL yönünden iptaline, bu kısım üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip sonrası asıl alacağa %10,5 ve değişen oranda avans faizi uygulanmasına, asıl alacak likit kabul edilmekle asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirket ortağı davacının şirkete borç olarak verdiği paranın iadesi istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, icra takibini 31.12.2011 tarihli mizana dayandırmıştır. Söz konusu mizana göre, ortaklara toplam borç miktarı 1.661.405,00TL olup davacının alacağı 505.871,90TL görünmekte ve 2011 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesindeki Mizan ile uyumlu olmakla beraber, bu kayıt şirketin defter kayıtları ile örtüşmemektedir. Davalı şirketin defterlerinde ise, davacının alacağı 303.871,90TL görülmektedir. Her nekadar davacı taraf, şirket defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve tahrif edilmiş olabileceğini iddia etmiş ise de, buna ilişkin delil sunmadığı gibi kendisinin yönetici olduğu döneme ait defterler hakkında söz konusu iddialara dayanması da mümkün değildir.
Ancak, davacının sunduğu imzanın örneğinin altında çok sayıda imza bulunmakla birlikte imzaların kime ait olduğu hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu konuda tarafların beyanları da alınarak imzaların ortaklara mı yoksa yöneticilere mi ait olduğunun, imzaların şirketi bağlayıp bağlamayacağının tespiti gerekir. Ayrıca, söz konusu mizanın genel kurula sunulup sunulmadığı, açıkça onaylanıp onaylanmadığının da tespiti için 2012-2013 yılı genel kurul tutanaklarının incelenmesi, genel kurullara sunulan bilanço ve mizanlar ile ticari defter ve kayıtları birlikte incelenerek davacının alacaklı olduğu miktarın tespit edilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile neticeye varıldığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, ilk derece mahkemesince, davada ihtilaflı kısım 375.853,72TL olarak tespit edilmiş, neticede davacının 9.500,00TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de İlk Derece Mahkemesinin bu kararı yerinde bulunarak davacının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği halde, kararının gerekçesinde (a) bendinde "davacının davalı şirkete borç verdiğinin sabit olmadığı ve bu açıdan yeterli delil sunmadığı" şeklindeki ifadeye yer verilmesi de doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik incelemeye dayalı verilen verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.