12. Ceza Dairesi 2016/344 E. , 2016/12938 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hükümler : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- İncelenen dosya kapsamına göre; basın ve yayın organlarında “17-25 Aralık Operasyonu” olarak isimlendirilen adli soruşturmaların devam ettiği esnada, mağdur Başbakan ... ve onun oğlu olan katılan ... ile mağdur İçişleri Bakanı ... ve onun oğlu olan katılan ... arasında geçtiği iddia olunan telefon görüşmelerinin internet sitelerinde yayımlanan içeriklerinin metin halinde yer aldığı ve ön kapak kısmına “Ülkemde Neler Oluyor?”, arka kapak kısmına “Şimdi Söz Sende! Sandığa Git, Geleceğini Belirle.” ibarelerinin yazıldığı, üzerinde hiçbir amblem bulunmayan 15 sayfalık bir broşürün, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler genel seçiminden önce, rakip siyasi partiye mensup kişiler tarafından... il merkezinde dağıtıldığı yönündeki 26.03.2014 günü saat 23.00 sularında ekiplere yapılan anonsun ardından bildirilen adrese giden kolluk görevlilerine, il seçim kurulu başkanının seçim mevzuatı açısından bir sakınca olmadığını, nöbetçi Cumhuriyet savcısının da hiçbir talimatı bulunmadığını ifade ettiklerinin bildirilmesinden bir müddet sonra, telefonla tekrar aranan nöbetçi Cumhuriyet savcısına, broşürdeki başlıkların tek tek okunması üzerine nöbetçi Cumhuriyet savcısı tarafından broşürden bir örnek alınması, broşür dağıtan şahısların kimlik tespitinin yapılması ve hazırlanan evrakın gönderilmesi talimatının verilmesini müteakip, kolluk görevlilerince kalabalık grup arasından kimlik bilgileri tespit edilen 4 sanık hakkında 27.03.2014 günü saat 03.35"te imzalanan tutanağın tanzim edildiği ve tamamlanan adli soruşturma sonunda sanıkların TCK"nın 132/2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Konu ile ilgili olarak kolluk görevlilerince düzenlenen 27.03.2014 tarihli tutanakta; “...Cumhuriyet savcısından alınan talimat doğrultusunda broşür dağıtımı yapan kalabalık grup arasından dört şahsın kimlik bilgileri aşağıdaki şekilde tespit edilmiş olup, şahıslar kimlik tespiti işleminden sonra sorunsuz şekilde olay mahallinden ayrılmışlardır...” ibarelerine yer verildiği, duruşmada beyanı alınan tutanak tanığı ..."in, “...Olay günü bizim yanımızda amir olarak ...bulunmaktaydı ve kalabalık grup içerisinde broşür dağıtan kişileri kendisi tespit etti. Birlikte tutanağı düzenledik. Ben huzurda bulunan sanıkların broşür dağıtıp dağıtmadığına bizzat şahit olmadım..” şeklinde anlatımda bulunduğu, sanıkların iddiaya konu broşürle ve broşürün dağıtımı ile bir ilgilerinin bulunmadığını beyan ettikleri, söz konusu tutanağın sanıklar tarafından imzalanmadığı ve sanıkların imzadan imtina ettiklerine dair bir açıklama bulunmadığı, adli emanete alınan broşürün sanıklardan temin edilmediği, mağdur Başbakan ... ve onun oğlu olan katılan ... ile mağdur İçişleri Bakanı ..."in broşürde yazılı telefon görüşmelerinin doğru ve kendilerine ait olduğuna ilişkin bir açıklamaları bulunmamasına rağmen mağdur İçişleri Bakanı ..."in oğlu olan katılan ..."in kovuşturma evresinde alınan beyanında, “Babam ile aramızda yaptığımız telefon görüşmelerinin yasa dışı yollarla sanıklar tarafından dağıtıldığını tespit ettim...” şeklinde ifade verdiği dikkate alındığında,
Öncelikle tutanakta imzası bulunan ve tutanak tanığı ..."in beyanında adı geçen komiser yardımcısı ... ..."un tanık olarak ayrıntılı ifadesinin alınması ve toplanan delillere göre söz konusu broşürün sanıklar tarafından dağıtıldığı hususunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilememesi halinde sanıkların üzerlerine atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmamasından dolayı CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesi, söz konusu broşürün sanıklar tarafından dağıtıldığının tespit edilmesi halinde ise, katılanlar ile mağdurların broşürde yazılı telefon görüşmelerini yapıp yapmadıkları ve broşürde metin halinde yer verilen ses kayıtlarında montaj olup olmadığı hususu taraflardan sorulmak ve gerektiğinde ses kayıtları temin edilip, uzman bir kriminal ses laboratuvarından rapor alınmak suretiyle araştırılarak, broşürdeki haberleşme içeriklerinin doğru ve konuşmaların katılanlarla mağdurlara ait olduğu hususu tereddütsüz şekilde saptantığı takdirde sübut bulan eylemin TCK"nın 132/2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında, olayda herhangi bir hukuka uygunluk nedeni olup olmadığı da irdelenerek, saptanamaması halinde ise TCK"nın 125. maddesinde tanımlanan hakaret suçundan CMK"nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmaması nedeniyle hakaret suçundan adli soruşturma yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulup sonucuna göre, sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, “...Her ne kadar sadece broşür dağıtımı yaptığı iddia edilen kalabalık grup arasından dört şahsın kimlik bilgilerinin tespiti yapılmış ise de, bu şahısların dışında herhangi bir kişi hakkında kimlik tespiti yapılmadığı, oysaki başka kişilerce de dağıtım yapılabileceği, bu nedenle tutanakta broşür dağıtan kişilerin isimlerinin belirli ve açık bir şekilde yazılmadığının anlaşıldığı, ayrıca sanıkların üzerine atılı suçu inkar ettiklerinin görüldüğü, nitekim sanıkların üzerine atılı suçun oluşabilmesi için kitapçıktaki konuşma içeriklerinin doğruluğunun ispatı gerektiği, her türlü gazete, televizyon ve internet haberlerinden de bu konuşmalara ulaşılabileceği ve bu konuşma içeriklerini ilk ifşa eden kişilerin sanıklar olmadığı anlaşıldığından sanıkların üzerine atılı suçun unsurları yönünden oluşmadığı ve bu itibarla eylemin suç olarak tanımlanmadığı anlaşılmakla...” şeklindeki, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle ve eksik incelemeyle CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat hükümleri kurulması,
2- Adli emanetin 2014/76 sırasında kayıtlı 1 adet broşür hakkında bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.