Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/26724 Esas 2010/8249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/26724
Karar No: 2010/8249
Karar Tarihi: 06.04.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/26724 Esas 2010/8249 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/26724 E.  ,  2010/8249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/07/2009
    NUMARASI : 2009/230-2009/1245

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından, ........ltd.şti. Iş ortaklığı keşideli çeke dayalı olarak , T. K. ve ......... Ltd Şti aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış. Borçlular vekili, çekin mal alımı nedeniyle verildiğini ancak malların anlaşmaya göre tam olarak teslim edilmediğini , menfi tesbit davası açtıklarını ve de iş ortaklığının çift imza ile temsil edildiğini , çekte ki imzanın da eksik olduğunu ,çekin geçersiz olduğunu takibin iptalini talep etmiş. Alacaklı vekili cevabında çeki T. K." nın imzalayarak verdiğini , bu şekilde daha önce verilen çeklerinde ödendiğini itirazın reddini bildirmiştir. Mahkemece, iş otaklığının ortaklık sözleşmesine göre, çift imza ile temsil edildiğini, çekte tek imza bulunduğundan takibin iptaline karar verilmiş.
    TTK"nın 730/3. Maddesinin göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanun"un 590. maddesi gereğince; temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın, temsilci sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyması halinde o kimse, poliçeden dolayı bizzat sorumlu olur.
    Somut olayda iş ortaklığı, ortakları aleyhinde tek imzanın bulunduğu çeke dayalı olarak takip başlatılmış ise de, ortaklık sözleşmesine göre ortaklığın, T. K... ile . Ltd. Şti"i yetkilisi C.O.G."nün müşterek imzaları ile temsil edildiği görülmektedir.
    Bu durumda, mahkemece borçlulardan T.yönünden açıkça imza inkar edilmediğinden ve çekteki borçtan şahsen sorumlu tutulacağı hususu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.