Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2086 Esas 2020/1166 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2086
Karar No: 2020/1166
Karar Tarihi: 22.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2086 Esas 2020/1166 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı olan tarafın, davacıya ödemesi gereken borcu olduğu ancak borcu ödemediği için davacı tarafın icra takibi başlattığı ve davalının itiraz ettiği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının icra takibinde haklı olduğuna karar vermiş ve davalı tarafın itirazının haksız olduğuna hükmetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de bu kararı onaylayarak, davalının tüm temyiz itirazlarını reddetmiştir. Kararda, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği istinaf başvurusunun esastan reddedildiği belirtilmiştir. Kanun maddesi ise ısrarlı davalı tarafından yapılacak istinaf başvurusunun sonradan reddedilmesini öngörmektedir.
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi         2018/2086 E.  ,  2020/1166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, taraflar arası ticari ilişki nedeni ile davacının davalıya mal satıp teslim ettiği ancak bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, borca itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafa mal satışını gerçekleştirdiğini, ancak ödeme yapmadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun Vezirköprü İcra Müdürlüğü"nün 205/642 Esas sayılı icra dosyasındaki itirazın iptali ile icra takibinin devamını, itirazın haksız olması sebebiyle icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının mükerrer icra takibi yaptığını, faturaların ilgilisine tebliği gerektiği, aksi taktirde delil sayılamayacağını, dava açma süresinin dolduğunu davanın reddini savunuştur.
    İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacının davalıya mal satıp teslim ettiği ancak bedelin ödenmemesi üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiği, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının borca itiraz dilekçesinde borcunun bulunmadığına yönelik soyut beyanı dışında dosyaya herhangi bir bilgi veya belge sunmadığı, borca itirazında haklı olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı tarafından davalıya satılan mallar karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatıldığı, ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu, sevk irsaliyelerinden faturalara konu malların davalı tarafça teslim alındığının anlaşıldığı, takibe konu faturalara karşılık davalı tarafından 2014 yılında verilen çeklerin de ödenmediği, bu durumda davacının icra takibinde haklı olduğu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddi kararı olup, mahkemece kanunî tabir olan “esastan reddine” yerine sadece “reddine” yazılması doğru değildir. Ancak bu husus kararın doğruluğunu etkilemediğinden sadece uygulamanın gelişmesi için uyarılmakla yetinilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının usulüne uygun tutulmuş olan defterlerinde davalının borcunun davacıya keşide ettiği 3 adet çek ile fazlasıyla ödendiği, ancak çeklerin bankaya ibrazında karşılıksız çıkması üzerine bu durumun davacı defterlerine yansıtılması sonucu, davacının alacaklı hale geldiği, davalının bu çeklerle ilgili olarak herhangi bir izahat yapmayıp, çeklerin kendisine ait olmadığına ilişkin bilirkişi raporuna da bir itirazda bulunmamış olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/497 esas ve 2018/610 karar sayılı ve 27.04.2018 tarihli kararının ONANMASINA, dosyanın Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgisi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.