(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/15313 E. , 2013/17049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalının takip konusu kira alacağını ödeme emrinin tebliğinden sonra 30 gün içinde ödemediği, yasal ödeme süresinden sonra ödediği anlaşılmakla tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının icra inkar tazminatına ilişkin temyizine gelince; Davacı tarafından 13.03.2013 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istemli icra takibinde; aylık 400,00 TL’den 2013 yılının Şubat ve Mart ayları kira bedeli toplamı olan 800,00 TL kira alacağının tahsili talep edilmiştir. Davalı borçlu 19.03.2013 tarihinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; kira borcu bulunduğunu, Şubat ve Mart kirasını ödeme taraftarı olmasına rağmen alacaklının buna yanaşmadığını, alacaklının haksız yere aleyhinde icra takibi başlatarak mağduriyetine sebebiyet verdiğini açıklayarak itirazını bildirmiş ise de; Bu itiraz borcun esasına dair bir itiraz değildir. Bu nedenle Mahkemece davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle kararın tahliyeye ilişkin bölümünün ONANMASINA, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın icra inkar tazminatına hasren BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 19.12.2013 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
İcra İflas Kanun"unun 269/d maddesi yollamasıyla 68/son maddesi gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı diğer tarafın istemi üzerine tazminata mahkum edilir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun"unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır.
Dava konusu olayda; Davalı borçlu haksız yere aleyhine icra takibi başlatıldığını, mağduriyetine sebebiyet verildiğini bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı, ödeme süresi içerisinde de takip konusu alacağın davalı tarafından ödenmemesi üzerine icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda, kira borcunu vadesinde ödemediğinden aleyhine icra takibi başlatılan davalı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz etmesi, ödeme süresi içerisinde de ödeme yapmaması, davacı alacaklının alacağını geç tahsil etmesine sebebiyet vermesi, işin çabuk bitirilmesine engel olması nedeniyle icra inkar tazminatına mahkum edilmesi doğru ve yerindedir. Mahkemece verilen kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararın icra inkar tazminatına hasren bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 19.12.2013
KARŞI OY
Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye istemli olarak açılmıştır. Mahkemece, isteğin kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalının takip konusu kira alacağını ödeme emrinde tanınan yasal otuz günlük süreden sonra ödediğinin anlaşılmasına göre tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının itirazın kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafından, davalı hakkında 13.03.2013 tarihinde başlatılan haciz ve tahliye istemli icra takibinde, aylık 400,00.- TL"den ödenmeyen 2013 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli toplam 800,00.- TL"nin tahsili istenmiştir. Davalı borçlu 19.03.2013 tarihli dilekçesinde; Borçlu bulunduğunu belirttikten sonra "Şubat ve Mart ayları kirasını ödemek taraftarı olmama rağmen alacaklı haksız yere aleyhimde icra takibi başlatmış ve mağduriyetime sebebiyet vermiştir." demek suretiyle itirazda bulunmuş ise de, borçlunun bu şekildeki itirazı teknik anlamda bir itiraz niteliğinde olmayıp, (borca itiraz) aksine borcun kabulüne yönelik bir açıklama niteliğindedir. Borcun varlığı açıkça kabul edildiğine göre dilekçedeki salt "itiraz ediyorum" sözlerine değer verilerek dilekçenin borca itiraz olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki bir yararı bulunmadığından, itirazın kaldırılması isteminin bu gerekçe ile reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken, yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 19.12.2013