Esas No: 2017/225
Karar No: 2018/129
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/225 Esas 2018/129 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : İSTANBUL 21. Ağır Ceza
Günü : 05.06.2014
Sayısı : 42-209
Sanık .... hakkında bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Beyoğlu 7. Asliye Ceza Mahkemesince 26.11.2007 gün ve 308-353 sayı ile, sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesince 13.12.2011 gün ve 276-329 sayı ile, sanığın eyleminin taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK"nun 85/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii, katılma talebi reddedilen .... vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.01.2014 gün ve 1789-270 sayı ile;
“...."nun, maktulün kardeşi olduğunu vekili aracılığıyla beyan ettiği ve bu hususta ısrarcı olup biyolojik inceleme dâhil olmak üzere her türlü araştırmanın yapılmasını talep ettiği görüldüğünden, maktule ait nüfus kaydının getirtilmesi ve gerek bu yolla gerekse sair yöntemler kullanılarak, öncelikle maktulün açık kimliğinin belirlenmesi suretiyle katılma talep eden ile maktul arasında akrabalık bağının bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre katılma istemi konusunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 05.06.2014 gün ve 42-209 sayı ile; "Ölenin kimliğinin ve yakını olduğundan bahisle katılma talebinde bulunan .... ile akrabalık bağının bulunup bulunmadığının tespitinin yargılamayı daha da uzatacak olması yanında yapılacak araştırmalar sonunda müdahale talebinde bulunanın ölenle akrabalık bağının bulunmadığının ve ölenin kimliğinin tesbit edilememesinin de ihtimal dâhilinde bulunduğu, yargılama süresince başkaları tarafından da benzer iddia ve taleplerde bulunulması ve bunların da araştırılması hâlinde yargılamanın daha da uzayacağı, ölenin yakınlarının şahsi hakları yönünden ölenle yakınlıklarını kanıtlayarak ilgili mahkemelerde her zaman haklarını arama olanağına sahip olmaları yanında verilen karara karşı Cumhuriyet savcısının da aleyhe temyizinin bulunduğu ve karar aleyhe bozulacak ise bunun kararın aleyhe bozulmasına olanak verdiği, kaldı ki ölenle arasında karara karşı yasa yoluna başvurabilecek düzeyde yakınlığını belgelerle kanıtlayan şahısların her zaman CMK"nun 260/1. maddesi hükmü gereğince "...veya katılan sıfatı alabilecek surette suçtan zarar gören " sıfatı ile kararı temyiz etme olanağı da bulunduğu, neticede kimliği saptanamamış ise de bir şahsın ölmüş olması karşısında mahkememizce ölenin kimliğinin tesbiti için uzun süre yapılan araştırmalar dışında tekrar araştırma yapılmasının neticeye müessir bulunmadığı" gerekçesiyle
bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii, katılma talebi reddedilen .... vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2014 gün ve 266140 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 529-784 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.03.2017 gün ve 127-679 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Nijerya uyruklu maktul....’in açık kimlik bilgilerinin belirlenmesi ve maktulün kardeşi olduğunu iddia eden ....’nun katılma talebine ilişkin maktul ile akrabalık bağı bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılması gerekip gerekmediğinin tespitine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tarihinde maktulün üzerinden çıkan Mersin Emniyet Müdürlüğünce düzenlenmiş 08.08.2007 tarihli “Yol İzin Belgesi”nde; maktulün Peter oğlu, 1982 Lagos/Nijerya doğumlu.... olduğu ve 08.08.2007-22.08.2007 tarihleri arasında 15 gün süre ile İstanbul iline ziyaret amacıyla gidebilmesi için izin verildiği bilgilerine yer verildiği,
20.08.2007 tarihli olay yeri tespit tutanağında; maktulden alınan parmak izinin, arşiv kayıtlarında 24.02.2007 tarihinde Taksim Polis Merkezi Amirliği tarafından 678 sayı ile hakkında işlem yapılan Peter ve Helin oğlu, Lagos 10.02.1987 doğumlu...."e ait olduğunun belirtildiği,
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün, Dışişleri Bakanlığına hitaben yazmış olduğu 28.08.2007 tarihli yazıda; maktul...."in 17.10.2006 tarihinde Lefkoşa Büyükelçiliğinden 30 gün süre ile "Tıbbi Tedavi" meşruhatlı vize alarak 21.10.2006 tarihinde Atatürk Hava Hudut Kapısı’ndan giriş yaptığı, 27.02.2007 tarihinde Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince pasaportsuz seyahat etmek ve vize ihlali suçlarından yakalandığı, maktulün İstanbul Emniyet Müdürlüğüne hitaben yazmış olduğu 29.05.2007 tarihli dilekçesinde "geçici sığınmacı" statüsünden yararlanmak istediği, şahsın "sığınma başvuru sahibi" statüsünde Mersin ilinde ikametine izin verildiği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince Mersin iline getirilerek Mersin Emniyet Müdürlüğüne teslim edildiği ve Mersin Emniyet Müdürlüğünce 08.08.2007 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün süreyle İstanbul iline gidip gelmesi için izin verildiğinin bildirildiği,
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 04.10.2007 tarihli yazısında, hayatını kaybeden Nijerya vatandaşının gerçek.... olmadığı yönünde Abuja Büyükelçiliğinden dolaylı olarak ulaşan teyide muhtaç bir duyum alındığı, bu Büyükelçilikten alınan kayıtlara göre adı geçenin kalp rahatsızlığı nedeniyle İstanbul Amerikan Hastanesi doktorlarından Dr. Tufan Peker"e tedavi olmak üzere ebeveynleri Peter ve Rita Okey"in refakatinde Türkiye"ye giriş yapmak üzere 10.03.2006 tarihinde söz konusu Büyükelçilikten istizan yöntemiyle giriş vizesi aldığı,...."in doldurduğu vize formunda Lagos Üniversitesi 3. sınıf öğrencisi gözüktüğü, söz konusu şahsın ölüm haberi üzerine “Reliance Chamber” adlı hukuk bürosu tarafından "ailesi Peter Ogu ve Love Ogu" adına bahse konu Büyükelçiliğe başvuruda bulunulduğu, bu kişilerin kayıtlarda...."in ebeveynleri gözüken Peter ve Rita"dan farklı olduğu, kayıtlarda bulunan fotoğraflar ile Emniyet Genel Müdürlüğünün basın açıklaması ekinde yer alan fotoğraflar arasında bariz farklılıklar bulunduğu,...."in fotoğraflarının Somali ve Birleşmiş Milletler mültecilerine ait sahte kimlik belgelerinde de bulunduğu, bu durumun Nijerya Federal Cumhuriyetinde sıklıkla görüldüğünün bildirildiği,
Dr. Tufan Paker’in tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde, Nijerya"dan bir doktor aracılığıyla Nijerya uyruklu bir hastayı muayene etmeyi kabul ettiğini, ebeveynlerinin de refakatçi olarak gelebileceklerini belirttiğini, bu kişiye randevu verdiğini, ancak fotoğraflarda kendisine gösterilen ve.... olduğu bildirilen kişiyi tedavi etmediğini, böyle bir hastası olmadığını beyan ettiği,
Dosya içerisinde bulunan pasaport, Lagos Üniversitesi öğrenci kimlik kartı, yurda giriş izin vizesi ve üniversite öğrencisi olduğuna dair Lagos Üniversitesinin 05.12.2005 tarihli yazısında; maktulün isminin Efe.... olduğunun görüldüğü,
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 10.09.2007 tarihli otopsi raporunda; istenildiği takdirde DNA analizi yapılması için maktulden alınan kemik örneğinin Morg İhtisas Dairesinde muhafaza altına alındığının ifade edildiği,
Beyoğlu 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.09.2007 tarih ve 2007/76 D.İş sayılı moleküler genetik inceleme yapılmasına dair karar uyarınca, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından maktulün DNA profilinin çıkartıldığı,
Bahçelievler Belediye Başkanlığı Sağlık İşleri Müdürlüğünce düzenlenen 26.10.2007 tarihli “Yol Belgesi”nde; maktulün cenazesinin tabuta konarak Nijerya"ya gönderildiği bilgilerine yer verildiği,
Mahkemece maktulün gerçek kimlik bilgilerinin tespiti ve nüfus kaydının temini için Ankara Emniyet Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 24.03.2008 tarihli cevap yazısında; İnterpol"a üye olmayan (Filistin, Somali, Pakistan, Bangladeş, Irak, Hindistan, Nijerya, Afganistan ve Güney Afrika) ülkelere ilişkin bu tür taleplerin diplomatik kanallardan temin edilmek üzere Adalet Bakanlığından istenilmesi gerektiğinin bildirildiği,
Mahkemece maktulün gerçek kimlik bilgilerinin tespiti için Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Daire Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 09.06.2008 tarihli cevap yazısında; bu tür işlemlerin kurumları tarafından yapılmadığının ve maktulün kimlik bilgilerinin Nijerya yetkili adli makamlarından öğrenilebileceğinin ifade edildiği,
Türkiye ile Nijerya arasında bulunan Birleşmiş Milletler Sözleşmesine uygun olarak karşılıklılık ilkesi uyarınca Nijerya yetkili adli makamlarından maktulün kimlik bilgilerinin tespiti ve nüfus kayıt örneğinin temini için yazılan müzekkerelere Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından verilen cevap yazılarında; konunun Dışişleri Bakanlığına intikal ettirildiği, cevap geldiğinde bilgi verileceğinin belirtildiği ancak karar tarihine kadar olumlu bir cevap verilmediğinin görüldüğü,
Yerel mahkemece yapılan 17.11.2011 tarihli 15. oturumda maktulün kardeşi olduğunu iddia eden .... vekilinin katılma talebinin, maktulün kardeşi olduğunu iddia eden şahsın soyadının “Ogu” olması ve maktulle gerçekten kardeşlik bağının bulunduğunu gösterir bir veraset ilamı veya yakınlığını gösterir başkaca belge sunulamamış olması gerekçesiyle reddine karar verildiği,
Katılma talebi reddedilen .... vekilinin, maktulün isminin “Festus Okey” olmadığını, gerçek isminin “Bethel Chinasaokwu Ogu” olduğunu iddia ederek buna ilişkin pasaport örneğinin renkli fotokopisini ibraz ettiği, maktulün cenazesinin .... tarafından teslim alınarak defin işlemlerinin de bu kişi tarafından yapıldığını öne sürdüğü, cenaze merasimine ilişkin fotoğraf ve davetiye örneği ile bu olaylarla ilgili maktulün ailesi ile yapıldığı iddia edilen röportajların bulunduğu gazete haberleri ve Güney Afrika Cumhuriyeti Pretoria şehrindeki Genetik Laboratuvarınca düzenlenen ....’ya ait olduğu iddia edilen DNA profilinin bulunduğu 09.01.2013 tarihli raporu ibraz ettiği,
Anlaşılmıştır.
Yabancı uyruklu maktulün açık kimlik bilgilerinin tespitinin ve nüfus kayıt örneğinin getirtilmesinin gerekip gerekmediği;
Kişilerin kimlik bilgilerini ve yaşını en doğru şekilde ortaya koyan resmî belgeler nüfus kayıt örnekleridir. Nüfus kayıt bilgileri esas alınarak düzenlenen nüfus cüzdanları ile pasaportlar da kimlik bilgilerini en doğru şekilde yansıtan resmî belgelerdir. Bununla birlikte gerek nüfus cüzdanları, gerekse pasaportlar sahtecilik suçunun konusu olabilmektedir.
Ceza Muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olup, bunun için başvurulan ispat araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken resmî ve özel belgelerin güvenirliğini de denetlemek durumundadır. Güvenirliğin denetlenebilmesi için belgenin aslının veya bunun mümkün olmaması hâlinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya eklenmesi gerekir.
Ceza Genel Kurulunun 28.09.1999 gün ve 211-2045, 10.04.1995 gün ve 79-105 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, nüfus ve adli sicil kayıtları hiçbir tereddüde yer bırakmayacak biçimde kesin olarak belirlenmelidir.
Yargılama makamlarınca UYAP kullanılmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus kayıtlarına ulaşılabilmektedir. Yargılama konusu dosyanın tarafı olup, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilerin nüfus kayıtları ise Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 16.11.2011 gün ve 69/2 sayılı genelgesinde belirlenen esaslara göre istenmelidir.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün güncel internet sitesinde bulunan 16.11.2011 gün ve 69/2 sayılı “Uluslararası Ceza İstinabe İşlemlerinde Adlî Makamlarımızca Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” konulu genelgenin 8 numaralı ekinde bulunan listede Nijerya Federal Cumhuriyeti"nin İnterpol’e üye devletler arasında olduğu belirtilmiş, yabancı uyruklu kişilerin nüfus ve sabıka kayıtlarının teminine ilişkin uygulamalar ile düzenlenmesi gereken belgeler gösterilmiştir.
Genelge uyarınca İnterpol üyesi olan Nijerya Devleti vatandaşlarının nüfus kayıtlarının İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığından talep edilmesi gerekmektedir.
Maktulün kardeşi olduğunu iddia eden ....’nun katılma talebine ilişkin maktul ile akrabalık bağı bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılması gerekip gerekmediği;
5271 sayılı CMK’nun “Kamu davasına katılma” başlıklı 237. maddesi;
“1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır” ,
Aynı kanunun “Katılma usulü” başlıklı 238. maddesi ise;
“1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemelerinde kovuşturma aşamasında hüküm verilinceye kadar, suçtan zarar gören, mağdur veya malen sorumlu olanların, mahkemesine bir dilekçe vermek veya katılma istemini içeren sözlü başvurularının tutanağa geçirilmesi suretiyle kamu davasına katılabilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Gerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, gerekse 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanununda kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı hâlinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “suçtan zarar gören” ve “mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tabi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır.
Kamu davasına katılmak için aranan “suçtan zarar görme” kavramı kanunda açıkça tanımlanmamış, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında bu kavram “suçtan doğrudan zarar görmüş bulunma hâli” olarak anlaşılıp uygulanmıştır.
Kamu davasına katılma ile ilgili olarak suçtan zarar gören kavramının kapsamı konusunda ise öğretide farklı görüşler vardır. Bir görüş, suçun maddi unsuru ile korunan hukuki çıkarı zedelenen kişiyi suçtan zarar gören olarak kabul etmektedir. Bu düşünceye göre, fiilin hareket kısmı hangi kişiye yönelmiş ve sonuçlar hangi kişi üzerinde doğmuş ise, o kişi suçtan zarar gören olur. Bu düşünce mutlak olarak alındığı takdirde, bazı fiillerdeki durumları açıklayamamaktadır. Örneğin adam öldürme fiilinde hareketin yöneldiği ve yaşama hakkına son verilen kişi, öldürülendir.
Bu alandaki bir başka görüş ise, iddia edilen fiil ile haklı çıkarı zedelenen kişiye zarar gören kişi niteliğini tanıyan görüştür. Bu görüş yanlıları, iddia edilen ve cezalandırılması istenen fiille haklı bir çıkarı zedelenen kişinin, o suçun kovuşturulması konusundaki isteğini, o suçun o kişide yarattığı tatmin edilme gereksinmesini esas almakta, suçun o kişi üzerinde yarattığı psikolojik etkiyi göz önünde tutmaktadır. Buna göre, sanığın suçlandığı fiil ile o suçtan etkilenen kişinin psikolojik durumu değerlendirilmekte, fiilin o kişinin haklı sayılabilecek bir çıkarını zedelediği belirlendiğinde ve o kişinin fiilin yargılanmasında aktif ve etkin bir rol oynaması haklı görüldüğünde, bu kişiye suçtan zarar gören niteliği tanınmakta, aksi sonuca varıldığında suçtan zarar gören süjeliği reddedilmektedir.
Gerçekten, fiille haklı çıkarı zedelenme ve fiilin kişi üzerinde yarattığı psikolojik etki ögelerine dayanan bu ölçüt, adam öldürme suçlarında, ölenin yakınlarının kovuşturma ve cezalandırma isteklerini cevaplandırabilecektir. Ancak bu anlayışta da matematik bir kesinlik yoktur. Zira haklı çıkar ve cezalandırma istemek için gerekli psikolojik durum kavramları bu kesinlikten yoksundur.
Görüldüğü üzere, öğretide davaya katılma ile ilgili olarak “suçtan zarar gören” kavramının sınırları saptanırken, kesinlik taşıyan bir ölçüte ulaşılamamış, ancak hâkime yol gösterici nitelikte bazı ilkeler ortaya konulmuştur. O hâlde, bu sınırları belirlerken hâkimin, “haklı çıkar” ve “cezalandırma konularındaki psikolojik durumu” iyi değerlendirmesi gerekmektedir. (Yurtcan, Ceza Yargılaması Hukuku, 12.Bası, s.211 vd.)
Çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere hâkim, bir olayda suçtan zarar göreni belirlerken, sanığa yüklenilen ve cezalandırılması istenilen fiille haklı bir çıkarı zedelenen kişinin ceza kovuşturması konusundaki isteğini göz önünde tutmak ve bu haklı görüldüğünde kişiye suçtan zarar görme niteliği tanımak durumundadır. (CGK.nun 29.6.1992 gün ve 176-201, 11.4.2000 gün ve 64-69 sayılı kararları)
Görüldüğü gibi, gerek yargısal kararlarda gerekse öğretide, katılma için aranan ve yargıcın değerlendirmesi gereken keyfiyet, “haklı çıkarın zedelenmesi” ve “cezalandırma konularındaki psikolojik durum”dur.
5271 sayılı CMK"nun mağdur ve şikâyetçinin haklarını düzenleyen "Mağdur ile şikâyetçinin hakları" başlıklı 234. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi;
"Kovuşturma evresinde;
1. Duruşmadan haberdar edilme,
2. Kamu davasına katılma,
3. Tutanak ve belgelerden örnek isteme,
4. Tanıkların davetini isteme,
5. Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
6. Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma" şeklinde olup, buna göre mağdur ile şikâyetçinin kovuşturma evresinde; duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılma, tutanak ve belgelerden örnek isteme, tanıkların davetini isteme, vekili bulunmaması hâlinde cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme ve davaya katılmış olmak şartıyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma haklarının bulunduğu hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde,
Maktulün nüfus kayıt örneğinin dosya içerisinde bulunmadığı ve açık kimlik bilgilerinin kesin bir şekilde tespit edilemediği, dosya içerisinde maktulün kimlik bilgilerine ilişkin farklı bilgiler yer alan belgelerin bulunduğu, maktulün kardeşi olduğunu iddia ederek katılma talebinde bulunan ....’nun, vekili aracılığıyla buna ilişkin birtakım belgeler ve gerekirse DNA incelemesi suretiyle maktulün kardeşi olduğunun ispatlanabilmesi için kendisine ait olduğunu belirttiği Güney Afrika Cumhuriyeti’nde düzenlenmiş DNA raporunu ibraz ettiği olayda; Nijerya Federal Cumhuriyeti"nin İnterpol’a üye devletler arasında yer aldığının anlaşılması karşısında, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 16.11.2011 gün ve 69/2 sayılı genelgesinde belirlenen esaslara göre Nijerya uyruklu maktulün nüfus kaydının İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığından talep edilebileceği, ayrıca katılma talebi reddedilen ....’nun, maktulün kardeşi olup olmadığının tespiti için dilekçesi ekinde sunduğu belgelerle ilgili araştırma yapılıp bu kişiye ait olduğu iddia edilen DNA analiz raporunun gerçekte mevcut olup olmadığının ve üzerindeki imzanın doğruluğunun belirlenebilmesi yönünden Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 01.03.2008 gün ve 68/1 sayılı genelgesinde belirtilen esaslara göre “Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi”ne taraf olan Güney Afrika Cumhuriyeti resmi makamlarından belgenin, üzerinde adı bulunan kurum tarafından düzenlenip düzenlenmediği sorularak ve gerekirse Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ikamet ettiği anlaşılan katılma talep edenden yetkili makamlar aracılığıyla yeniden alınacak örnek üzerinde moleküler genetik inceleme yaptırıldıktan sonra, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından düzenlenmiş maktule ait DNA profili ile karşılaştırılıp ....’nun, maktulün kardeşi olup olmadığının tespit edilebileceği ve sonucuna göre de katılma talebi hususunda kesin bir karar verilebileceği gibi ....’nun, maktulün kardeşi olduğunun anlaşılması hâlinde maktulün gerçek kimlik bilgilerinin bu yolla da tespit edilebileceği anlaşıldığından, yerel mahkemece yukarıda belirtilen araştırmalar yapılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, maktule ait kimlik bilgilerinin tespiti ile nüfus kayıt örneğinin getirtilmesi ve katılma talep eden ile maktul arasında akrabalık bağının bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre katılma istemi konusunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsizliklerinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 gün ve 42-209 sayılı direnme kararına konu hükmünün, Nijerya uyruklu maktulün açık kimlik bilgilerinin tespiti ile nüfus kayıt örneğinin getirtilmesi ve katılma talep eden ile maktul arasında akrabalık bağının bulunup
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.