18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/13397 Karar No: 2016/3123 Karar Tarihi: 22.02.2016
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/13397 Esas 2016/3123 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2015/13397 E. , 2016/3123 K. "İçtihat Metni"
KARAR İmar kirliliğine neden olma ve mühür bozma suçlarından sanık ..."ın 5237sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 184/1, 203/1, 62/1 (iki kez) ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 3.000,00 Türk lirası adli para cezalan ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı Kanun"un 231/8. maddesi gereğince sanığın 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2012/452 esas, 2013/497 sayılı karanına sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2013 tarihli ve 2013/956 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.02.2014 gün ve 5109 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında; “2. Asliye Ceza Mahkemesince 15/01/2013 tarihli duruşmada savunması alınan sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine muvafakat etmediğini açıkça beyan etmesi karşısında, 25/07/2010 tarihli ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin 6. fıkrasına son cümle olarak eklenen "Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." şeklindeki emredici düzenlemeye aykırı biçimde, muvafakati bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için gereken şartlara, maddenin 6. fıkrasının c bendine 22.07.2010 tarihli 6008 sayılı Yasanın 7. maddesiyle “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” şartı eklenmiştir. İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında imar kirliliğine neden olma ve mühür bozma suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Ancak sanığın 15.01.2013 tarihli duruşmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakatının olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Hükümden önce 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkra son cümlesinde yer alan, “sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” hükmü uyarınca, sanığın rızası bulunmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kanuni olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarihli ve 2012/452 esas, 2013/497 sayılı karanına sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2013 tarihli ve 2013/956 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 22.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.