5. Ceza Dairesi 2016/5353 E. , 2020/12865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri açıklama (sanık ... hakkında), hakaret (her iki sanık hakkında)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’in yapımcısı olduğu ... isimli televizyon programının suç tarihlerinde yayınlanan bölümlerinde ve sanık ...’in konuk olarak katıldığı 06/03/2012 tarihli bölümünde sanıkların isnat kapsamında kalan söylemleri yönünden katılana yönelik eleştiri sınırlarını aşarak aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler kullandıkları, ayrıca sanık ... tarafından anılan programda katılana ait ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgelerin yayın yoluyla ifşa edildiği kabul edilerek sanıklar haklarında atılı suçlardan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; 5237 sayılı TCK’nın 239/1. maddesinde “Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.” düzenlemesine yer verildiği, her ne kadar ticari sır kavramı kanunda açıklanmamış ise de bu ibareden anlaşılması gerekenin bir ticari işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli mensupları ya da görevlilerince bilinen, rakipleri tarafından öğrenilmesi halinde zarar görme ihtimali bulunan, ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için öneme sahip, iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, mali ve iktisadi durumu, imalat, pazarlama, ürün geliştirme, müşteri ağı gibi konulara ilişkin bilgi ve belgeler olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı, diğer yandan hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerektiği, bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebileceği, kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerektiği, tüm bu açıklamalar ışığında; sanık ...’in televizyon programında katılan hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen SGK raporundaki bir kısım bilgiler ile ekindeki katılana ait ifade ve faturaları göstermek şeklindeki fiillerinin anılan belgelerin yukarıda açıklandığı şekliyle ticari sır mahiyetindeki belgelerden olmadığı, diğer yandan her iki sanık yönünden iddia kapsamında kalan bir kısım söylemlerin anılan rapor ve ekindeki ifadelerin yorum ve eleştirisi mahiyetinde olduğu, katılanın sahibi olduğu belirtilen televizyon kanalının yaptığı anket sonucu verilen ödüllere ilişkin söylemlerin de kaba ifade niteliğindeki sözlerden ibaret olup katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle sanıkların üzerlerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek haklarında beraat kararları verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık ... hakkında hakaret suçundan TCK"nın 43. maddesiyle artırım yapılırken hesap hatası sonucu 3 ay 41 gün hapis cezası yerine 4 ay 11 gün şeklinde fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.