Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/966
Karar No: 2018/128

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/966 Esas 2018/128 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ceza Genel Kurulu'nun 2017/966 E. ve 2018/128 K. sayılı kararında, sanıkların yabancı dil sınavlarında dolandırıcılık yaparak öğretim görevlileri yerine sınava girmeleri suçundan dolayı mahkumiyetlerine karar verilmiştir. Ancak, sanıkların dolandırıcılık suçunun zarar unsurunun oluşmadığı ve kamu kurum ve kuruluşlarına doğrudan bir zararının oluşmaması gözetilmeden mahkumiyet kararı verildiği için karar bozulmuştur. Ayrıca, sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile kurulmuş örgüte üye olma suçu hükümlerinde etkin pişmanlık maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmediği için karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
TCK 158/1-e, 35, 43, 52/2-4, 220/1, 220/2, 53
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu 24, 65
1412 sayılı CMUK 308
5271 sayılı CMK 223, 230, 231, 232
Ceza Genel Kurulu         2017/966 E.  ,  2018/128 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."ın nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten TCK"nun 158/1-e, 35, 43, 52/2-4. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis ve 300 Lira adli para cezası; sanık ..."in suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan TCK"nun 220/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası; sanıklar ..., ... ve ..."ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçundan TCK"nun 220/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, adli para cezalarının taksitlendirilmesine ve sanıklar hakkında tüm suçlar yönünden aynı Kanunun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.01.2012 gün ve 393-16 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 10.09.2013 gün ve 19554-12940 sayı ile;
    "Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    1-...Sanıkların, akademik unvan kazanabilmek için Üniversitelerarası Kurul yabancı dil sınavından yeterli seviyede puan almak isteyen, ancak daha önce girmiş olduğu yabancı dil sınavlarından yeterli seviyede puan alamayan öğretim görevlilerini temin ettikten sonra düzenledikleri sahte nüfus cüzdanı ve sınav giriş belgeleri ile birlikte para karşılığında öğretim görevlileri yerine dil sınavına girmeleri şeklindeki eylemlerinde dolandırıcılık suçunun zarar unsurunun oluşmadığı, Üniversitelerarası Kurul dil sınavının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 24 ve 65. maddeleri gereğince hazırlanarak 01.09.2000 tarih ve 24157 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Doçentlik Sınav Yönetmeliği" uyarınca doçent adayları ile doktoraya başvuracak adayların girdiği bir sınav olduğu, bu sınavın Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından ülke genelinde yılda iki kez yapıldığı, yabancı dil koşulunun sağlanabilmesi için doçent ve doktora adaylarının 100 puan üzerinden en az 65 puan almaları gerektiği, sınavda başarılı olamayanların hiçbir şekilde doçentlik sınavına giremeyecekleri, ancak; sanıkların yerlerine sınava girdikleri öğretim görevlilerinin kariyer ve maddi menfaat temin etmelerinin tek şartının dil sınavı olmadığı, akademik unvan kazanımının Yükseköğretim Kanununda ve Yüksek Öğretim Kurulunca belirlenen başka kriterlerinin de bulunduğu, dolayısıyla sanıkların eylemi nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarının doğrudan bir zararının oluşmayacağı gözetilmeden, sanıkların dolandırıcılık suçundan beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetlerine hükmedilmesi,
    2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçlarından kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK"nun 221/4. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise 12.11.2013 gün ve 413-347 sayı ile bozma kararına direnmiştir.
    Bu hükümlerin de sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.03.2014 gün ve 95915 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 184-1526 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 13.07.2017 gün ve 3863-18132 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.



    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmî belgede sahtecilik suçları ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında resmî belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1-Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsün yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı,
    2-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçlarından kurulan hükümlerde etkin pişmanlık maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı,
    Noktalarında toplanmakta ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, ilk hükümde direnilmesine karar veren yerel mahkemenin hüküm fıkrasını yeniden kurma zorunluluğunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel mahkemece, bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda, bozulmakla ortadan kalkan önceki kararın hüküm fıkralarının tırnak işareti içerisinde direnme kararına aynen taşındığı ve bu hükümlere atıf yapılarak "...ilişkin kararında CMK"nun 226/3. maddesi gereğince direnilmesine..." ifadesinin kullanılması ile yetinildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, bir hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken, 5271 sayılı CMK"nun 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunlu olup aksi hâl, 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
    Ceza Muhakemesi Kanununun 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanunun 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Yerel mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış ve bozulmakla tamamen ortadan kalkan önceki hükümlerde direnilmesine karar verildikten sonra, CMK"nun 223, 230 ve 232. maddeleri uyarınca verilen kararın ne olduğu belirtilmemiş ve kararda bulunması zorunlu olan "hüküm" kısmı eksik bırakılmıştır.
    Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararının belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2013 gün ve 413-347 sayılı direnme kararının, usul ve kanuna uygun olarak hüküm kurulmaması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi