Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15708
Karar No: 2013/3443
Karar Tarihi: 07.03.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15708 Esas 2013/3443 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2012/15708 E.  ,  2013/3443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/07/2012
    NUMARASI : 2011/395-2012/234

    Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; miras bırakanın 14.06.2011 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak dava dışı eşi ve iki çocuğu ile evlatları olan davanın taraflarının kaldığı, mirasbırakanın çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü 12.05.2010 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiği, anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.511 ( 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611)). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (B.K.m.5l4 (6098 sayılı Türk Borçlar yasasının m 614)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (B.K.m.l8 (6098 sayılı Türk Borçlar yasasının m. 19)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince miras bırakanın temlik tarihinde 73 yaşında olduğu, murisle davalı tarafın ilgilendiği, ölünceye kadar bakma akitlerinin ivazlı akitlerden olup davalının bakım borcunu yerine getirdiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacı olsa idi tüm malvarlığını devredebilecekken bunu yapmadığı dolayısıyla temlikin gerçek bakım karşılığı olduğu mal kaçırmanın amaçlanmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi

                                                                                              .-KARŞI OY-

    Ölünceye kadar bakma akdi, ivazlı sözleşmelerdendir {B.K. m. 511 (6098 sayılı Türk Borçlar Yasası m. 611)}. Bir kimsenin anasına, babasına veya eşine ya da başka yakınlarına bakıp yardım etmesi ahlaki bir görevdir. Görevin sınırı aşıldığı yani bakıp gözeten için bu durum külfet teşkil ettiği zaman hizmetin karşılığında birşey istenmesi ya da taşınmazın temellük edilmesi hukuka uygun düşer. Öte yandan, bakıma muhtaç olunsa bile verilen şeyin geliri ile yapılan hizmet arasında adil bir orantı bulunmalıdır Çünkü malını veren kişi onun geliri ile zaten bakma görevini davalı tarafa veya üçüncü kişiye yaptırabilir ise bu durumda taşınmazın nakline yol açacak şekilde bir İşleme başvurulması gerçek anlamı ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi olmayıp gizli bağıştır.
    Toplanan delillerden, miras bırakanın ölmeden bir ay önce yatağa düştüğü yani sözleşme sırasında özel bakımı gerektiren bir durumunun olmadığı, eşinin sağ olup yanında olduğu, miras bırakanın kira gelirleri ile bakım hizmetini yaptırabilecek ekonomik yeterliliğe sahip olduğu anlaşılmıştır.
    Ev hanımı olan davalının babası için tıbbi bakım yapması mümkün olmadığından, hastanede ve evde ilgilenmesi evlatlık vazifesi olarak değerlendirilmelidir. Davalı için bu durumun külfet teşkil etmediği yanı yapılan işlemin muvazaalı olduğu sabittir.
    Açıklanan bu nedenlerle mahkeme kararın onanması gerektiğinden aksi görüşü benimseyen sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi