
Esas No: 2015/929
Karar No: 2016/11462
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/929 Esas 2016/11462 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAHİLİ DAVACILAR : Hazine - ... mirasçıları ... ve Ark.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1995 yılında 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan kadastro sırasında ... parsel sayılı sırasıyla 57.749,27 m2 ve 39.222,79 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile ... ve müşterekleri adlarına, 478 sayılı parsel sayılı 3393 H. 2778,99 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmişlerdir.
Davacı ...; 478 sayılı parselin bir kısmının kendisine ait olduğunu ileri sürerek dava açmıştır.
Davacı ... Yönetimi ise 200 sayılı parselin 3000 m2, 201 sayılı parselin ise 2000 m2 yüzölçümlü kesimlerinin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıklarını belirterek kadastro tespitinin iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davalar birleştirildikten sonra 200 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 1.056,93 m2, 201 sayılı parselin (C) harfi ile işaretlenen 1.992, 64 m2 yüzöçümlü kesimlerinin kadastro tespitlerinin iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tesciline, geriye kalan kesimlerinin tespit gibi tescillerine, 478 sayılı parselin ise (A) ve (B) harfleri ile işaretlenen 1.211,66 m2 ve 1.332,88 m2 yüzöçümlü kesimlerinin ... mirasçıları adlarına tesciline, geri kalan kesimin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.12.1996 tarih ve 1996/13121 E. - 15442 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararında özetle; “...Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, bu sebeple yöntemine uygun şekilde orman tahdit haritasının uygulanması, sonucuna göre karar verilmesi...” gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra 12.09.1997 tarihli ve 23.02.1998 tarihli krokili teknik bilirkişi raporlarında, 200 sayılı parselin (B) ve (C) harfleri ile işaretlenen 1.032,44 m2 ve 1.337,58 m2 yüzölçümlü kesimlerinin orman niteliği ile Hazine adına tesciline, (G) harfi ile gösterilen 36.852.77 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit malikleri adına tesciline, aynı krokili raporda 201 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2000 m2’lik kısmının orman niteliğiyle Hazine, (F) harfi ile gösterilen 4380,57 m2"lik kısmın tespit gibi tespit malikleri adına, aynı rapor ve krokide 478 parselin (D) harfi ile gösterilen 2406 m2"lik kısmın ve (E) harfi ile gösterilen 559,67 m2"lik kısmın ... ve ... adlarına veraseten iştirak hükümlerine göre tesciline, geri kalan kısmın ise orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizin 28.09.1998 tarih ve 1998/8149-8177 E.K. sayılı ilamıyla kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olmasının mutlak bozma nedeni olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak kurulan 17.03.1999 tarihli üçüncü hükümde ise 12.09.1997 ve 23.02.1998 tarihli krokili teknik bilirkişi raporlarında, 200 parselin (B) harfi ile gösterilen 1032,44 m2"lik kısmı ile (C) harfi ile gösterilen 1337,58 m2"lik kısmının kesinleşen orman tahdidi içinde kalması sebebiyle orman olarak Hazine adına tesciline, (G) harfi ile gösterilen 36.852.77 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit malikleri adına tesciline, aynı krokili raporda 201 parselin (A) harfi ile gösterilen kırmızı kalemle taralı 201 sayılı parselin 2000 m2’lik kısmının orman niteliğiyle Hazine, (F) harfi ile gösterilen 43808,57 m2"lik kısmın orman tahdit sınırları dışında kalması ve ayrıca krokide (A) harfi ile gösterilen kırmızıyla taralı alan dışında kalan yerlerin de dava konusu edilmediği anlaşıldığından taralı alan dışında kalan yerlerin de tespit gibi tespit malikleri adına tesciline, aynı rapor ve krokide 478 sayılı parselin (D) harfi ile gösterilen 2406 m2"lik ev bağ ve bahçe yerleri ile (E) harfi ile gösterilen 559,67 m2"lik kısmın orman tahdit dışında kalması ve orman sayılmayan yerlerden olması nedeni ile ölü ... mirasçıları adlarına tesciline, geri kalan kısmın ise orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin 04.10.1999 tarih ve 1999/8089-8238 E.-K. sayılı kararıyla "Hazinenin yasal hasım olduğu, davaya dahil edilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuştur.
Yargılama sırasında Hazine vekili, 26.07.2000 tarihli dilekçesiyle dava konusu 102 ada 200, 201 ve 478 sayılı parsellerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu; 26.7.2000 tarih ve 2000/4 E. - 2000/44 K. sayılı kararı ile 12.09.1997 ve 23.02.1998 tarihli krokili teknik bilirkişi raporlarında 200 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 1032.44 m2"lik ve (C) harfi ile gösterilen 1337.58 m2’lik kısımlarının orman tahdidi içinde kaldıklarından orman olarak Hazine adına tesciline, (G) harfi ile gösterilen 36.852.77 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit malikleri adına veraseten iştirak hükümlerine göre tesciline, aynı krokili raporda 201 parselin (A) harfi ile gösterilen kırmızı kalemle taralı 2000 m2’lik kısmının orman tahdit sınırları içinde kalması nedeni ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (F) harfi ile gösterilen 4380,57 m2"lik kısmın orman tahdidi dışında kalması ve ayrıca krokide (A) harfi ile gösterilen kırmızı alanla taralı 2000 m2"lik kısım dışında kalan yerlerin de dava konusu edilmediğinden bu yerlerin tespit gibi tespit malikleri adına tesciline, aynı rapor ve krokide 478 parselin (D) harfi ile gösterilen 2406 m2"lik ev, bağ, bahçe yeri ile ve (E) harfi ile gösterilen 559,67 m2"lik kısmın ölü ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/04/2002 tarihli ve 2002/2757-3961 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "...Yerel mahkemenin 11/09/1996 tarihli ilk kararında çekişmeli 201 sayılı parselin 2000 m2, 200 sayılı parselin 1056.93 m2’lik kısımlarının orman niteliği ile Hazine adına, 478 sayılı orman parselinin ise A: 1211.66 m2 ve B: 1332.88 m2’lik kısımlarının davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verildiği ve bu kararın yalnızca Orman Yönetimi tarafından temyiz edildiği; bu durum karşısında Orman Yönetimi lehine kazanılmış hak oluştuğu, son kararda daha aleyhe hüküm oluşturulamayacağı anılan kararda 478 sayılı parselde toplam 2544.54 m2’lik yerle ilgili olarak gerçek kişiler adına tescile karar verilmiş ve bu karar gerçek kişiler tarafından temyiz edilmemişken usulü kazanılmış hak ilkesi gözardı edilerek 2965.67 m2 yerin gerçek kişiler adına tesciline karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu bildirilerek sair yönler incelenmeksizin..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak 17.04.2003 tarih ve 2003/6-3 E.K sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile 12.09.1997 tarihli ve 23.02.1998 tarihli krokili teknik bilirkişi raporlarında 200 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 1032.44 m2"lik ve (C) harfi ile gösterilen 1337.58 m2’lik kısımlarının orman tahdidi içinde kaldıklarından orman olarak Hazine adına tesciline, (G) harfi ile gösterilen 36.852.77 m2"lik kısmın tarla vasfıyla tespit malikleri adlarına tesciline, aynı krokili raporda 201 parselin (A) harfi ile gösterilen kırmızı kalemle taralı 2000 m2’lik kısmının orman tahdit sınırları içinde kalması nedeni ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (F) harfi ile gösterilen 4380,57 m2"lik kısmın orman tahdidi dışında kalması ve ayrıca
krokide (A) harfi ile gösterilen kırmızı alanla taralı 2000 m2"lik kısım dışında kalan yerlerin de dava konusu edilmediğinden bu yerlerin tespit gibi tespit malikleri adına tesciline, 478 parsel sayılı taşınmazın ise (D) harfi ile gösterilen 2406 m2’lik kısmının ölü ... mirasçıları adına, (E) harfi ile gösterilen 559.67 m2’lik kısmın orman tahdidi dışında kalması ancak ilk kararın yalnızca Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş olması sebebiyle ilk kararda toplam (D+E) 2544,54 m2"lik alanın tarla olarak bırakılmış olması sebebiyle 478 sayılı parselden ayrılarak bulundukları adanın son parselleri verilmek suretiyle, (E) harfi ile gösterilen 559,67 m2"lik alandan 421,13 m2"lik kısmı çıkarılarak bu bölümün ölü ... mirasçıları adlarına tesciline, 421.13 m2’lik alanın orman vasfı ile Hazine adına tesciline, (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlar dışında kalan ve 478 parsel içinde gözüken yerlerin orman vasfı ile 102 ada 478 sayılı parsel olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/04/2004 gün 2003/11714 E. - 2004/3275 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararında özetle; "...Yörede ilk orman tahdidinin 1972 yılında yapılıp kesinleştiği, 1995 yılında aynı yerde orman sınırlarının aplikasyonu ve 2/B madde uygulamasının yapıldığı ancak iş bu dava nedeni ile davanın tarafları yönünden çekişmeli taşınmazlar için bu işlemin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut olan tahdit haritası elle boyama olup yeterli değildir. Bu nedenle öncelikle elle boyama olmayan orijinal renkli onaylı orman sınır noktaları okunaklı tahdit haritası getirtilmeli, üç uzman orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat uzmanı bilirkişi ve bir fen elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte 1972 ve 1995 tarihli çalışmalara ilişkin orman tahdit ve 2/B madde uygulama tutanakları ve haritaları, kadastro paftaları, yerel bilirkişi ifadelerinden ve taraflar tanık gösterecek olurlarsa tanık sözlerinden yararlanılarak 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulama yönetmeliği ve yönetmeliğin 54. maddesi gereği çıkarılan teknik izahatname hükümleri dikkate alınarak zemine uygulanmalı, kesinleşen orman sınırları içindeyken 1995 tarihli 2/B madde uygulamasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanacak alanlar için 31.12.1981 tarihinden önce ilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği, kendi haline bırakıldığında orman yetişip yetişmeyeceği, orman olarak ya da tarım alanı olarak muhafazasının ekonomik olup olmayacağı, belirlenmeli, tapu uygulamasında yerel bilirkişi sözleri ve tanık sözleri komşu parsel kayıtları ve dayanakları olan kayıtlarla denetlenmeli, bilirkişilere uygulamayı yansıtan taşınmazların, 1972 ve 1995 tarihli çalışmalarda oluşturulan orman tahdit haritalarındaki orman sınır hatları ile irtibatlı müşterek imzalı kroki düzenlettirilmelidir. Bu uygulamalar sonucunda taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenen bölümlerinin yüzölçümleri davacı ... Yönetiminin 15.03.1996 tarihli dava dilekçelerinde orman sınırları içinde kaldığını bildirdiği miktarları aşmış olsa dahi bu ifadeler ölçüme dayalı olmayıp kesinlik ifade etmeyeceğinden orman sınırları içinde kaldığı saptanan kısımların tamamının orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi ve yukarıda açıklanan şekilde yapılan uygulama sonucunda taşınmazların orman sınırları dışında kaldığı tespit edilen kısımları açısından Hazine davada taraf olduğundan 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması, sonucuna göre karar verilmesi..." gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabul, kısmen reddine, Kale Ortatepe köyü, ... parsele ilişkin kadastro tespit tutanaklarının iptaline, Teknik Bilirkişi ... ve Orman Bilirkişileri ... ve Ayfer Kartal"ın ortak kroki ile 02/01/2013 ve 01/01/2013 tarihli kroki ve raporlarında izah edildiği üzere 102 ada 200 ve 201 sayılı parsellerin kadastro çalışmalarında yanlış hesaplanan alanların 102 ada 200 sayılı parselin alanının 39.222.79 m2 olmayıp, 39.179.86 m2, 102 ada 201 sayılı parselin alanını 57.749,27 m2 olmayıp 57.730,43 m2 olarak düzeltilmesine, Orman Yönetimi tarafından düzeltilmiş orman içi alanının (102 ada 200 ve 201 sayılı parsel ile arasındaki yol alanı toplamının) 74.721,88 yerine 74.720,82 m2 olarak tespitine, 102 ada 200 ve 201 sayılı parsel arasında yol olarak ayrılan 227.25 m2"lik alanın yol boşluğu vasıflı olarak
102 ada 478 sayılı parselin son tapu alanına orman vasıflı olarak Hazine adına tesciline, 102 ada 200 sayılı parselin alanın krokide gösterildiği şekilde 39.179,86 m2"sinin iptal edilerek, içinde kalan orman olmayıp orman olarak tescil edilmiş tescil ve yanlış orman paftasında kültür arazisi görünüp orman olması gereken terkin alanlarının toplanıp çıkarılması neticesinde 33.189,74 m2 olarak tespit malikleri ..., ..., ... mirasçıları (..., ..., ...) ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına veraseten iştirak hükümlerine göre tapuya kayıt ve tesciline, 102 ada 201 parselin alanının krokide gösterilen şekilde 57.730,43 m2 olan alanın iptal edilerek içinde kalan tescil ve terkin alanlarının toplanıp çıkarılması neticesinde 41.303.63 m2 olarak ..., ..., ... mirasçıları (..., ..., ...) ..., ..., ..., ..., ... ve ... tapuya kayıt ve tesciline, 102 ada içerisinde bulunan (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterili alanların 102 ada 478 sayılı parselin son tapu alanına eylemli orman vasfında Hazine adına kayıt ve tesciline, krokide belirtilen evlerin 102 ada 201 sayılı parsel alanı içerisinde kaldığının tespitine, Kale ilçesi, Ortatepe köyü 102 ada 478 sayılı parselle ilgili kadastro tespit tutanağının iptaline, ekli krokide 102 ada 200 ve 201 sayılı parseller ile krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanların dışında kalan kısımların 102 ada 478 parsel olarak orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede tespit tarihinden önce 1972 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1995 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Yargılama sırasında ise 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi hükmü uyarınca fenni hataları düzeltme çalışması yapılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazların ilk tahdit haritası ve fenni hataları düzeltme haritasına göre konumları gösterilmiş olup, mahkemece düzeltme haritası esas alınarak hüküm kurulmuştur. 1972 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası ile 2011 yılında yapılan fenni hataları düzeltme haritası birbirleriyle çelişik olup, çelişkinin sebepleri açıklanmamış, hangi sebeple düzeltme haritasının esas alındığı açıklanmamıştır. Bu durumda çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritasındaki konumunda duraksama olmuştur. Anılan tereddütün giderilmesi yönündeki iade kararımızın gerekleri de yerine getirilmemiştir.
Bilindiği üzere 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi; tutanaklarla tahdit haritasının çelişmesi hâlinde, haritanın tutanaklara göre düzeltilmesi işleminden ibarettir. Düzeltme işlemi kesinleşen tahdide aykırı olamayacaktır.Kesinleşen tahdidi hukukî yollar hariç hiçbir merci ve makam değiştiremeyeceğinden, orman kadastro komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 9/2. maddesi hükümlerine uymadan yaptığı düzeltme işlemi geçerli olmayacaktır.
Diğer taraftan 102 ada 200 ve 201 parsel sayılı taşınmazlar arasında bulunan ve haritasında yol olarak gösterilen 227.25 m2 yüzölçümlü taşınmaza ilişkin dava bulunmadığı halde istek dışına çıkılarak anılan taşınmazın 102 ada 478 sayılı orman parseline eklenmesine karar verilmesi de doğru değildir. Kaldı ki 3402 sayılı Kanunun 26/son maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görev ve yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Kadastro sırasında tespit tutanağı düzenlenmeyip haritasında yol olarak gösterilen taşınmazlara ilişkin davalara bakma görevi genel mahkemelere ait olup, kadastro mahkemesince tescil yönünde hüküm kurulamaz.
Bundan ayrı Hazinenin; çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığı, gerçek kişilerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandıkları halde mahkemece yöreye ait en eski tarihli ve kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları getirtilip uygulanmamıştır.
Yine 3402 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimleri infaza elverişli doğru sicil oluşturmakla görevli olduğu halde infazda duraksama yaratacak şekilde 102 ada 478 sayılı parselin yüzölçümü belirlenmeden hüküm yerinde 102 ada 478 sayılı parselin kadastro tespitinin iptaline 102 ada 200 ve 201 sayılı parseller ile krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanların dışında kalan kısımların 102 ada 478 sayılı parsel olarak orman niteliği ile Hazine adına kayıt ve tesciline yönünde hüküm kurulmuştur.
O halde çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1972 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna, 1995 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ve 2011 yılında 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9.maddesi uyarınca yapılan fenni hataları düzeltme işlemine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile çekişmeli taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı ilk orman tahdit haritası, aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma ve düzeltme haritalarının orijinalinden renkli fotokopi örnekleri, yöreye ait en eski tarihli ve 1970-1975 yıllarına ilişkin memleket haritaları ve bu memleket haritalarının yapımında esas alınan 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ve topoğrafik harita bulundukları yerlerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis, bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma ve düzeltme haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümünü birleşik harita üzerinde gösterir şekilde müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, orman rejimi dışına çıkarma ve düzeltme haritalarıyla tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazların kısmen veya tamamen kesinleşen orman tahdit haritasının dışında kaldıklarının belirlenmesi halinde Hazine; çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığına, gerçek kişilerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandıklarına göre 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi uyarınca herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış ormanların yapılacak orman kadastrosu ile her zaman orman sınırları içine alınabileceği ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gözetilerek eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde
nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların kısmen veya tamamen orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde , gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1970-1975 "li yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması yapılmalı, oluşacak sonuca göre mahkemece verilen tüm kısmen kabul kararlarını gerçek kişiler temyiz etmediklerinden çekişmeli taşınmazların orman yapılan kesimlerine ilişkin kararlar kesinleştiğinden, Hazine ve Orman Yönetimi yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/11/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.