14. Hukuk Dairesi 2015/4405 E. , 2015/5865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı, davalının murisi ile 22.03.1969 tarihinde ... Noterliği’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi gereği taşınmazların satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini taşınmazların tapu kayıtlarının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazların adına tescilini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü temyiz eden davalı vekili müvekkilinin maddi durumunun elverişli olmadığından gerekli harç ve giderleri ödeyemeyeceğini belirterek adli yardım isteminde de bulunmuştur.
Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK’nın 334 ilâ 340.maddelerinde yer almaktadır. Anılan yasanın 336/3. maddesinde getirilen düzenleme ile de adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabileceği belirtilerek, duruşma yapılmaksızın istem hakkında bir karar verileceği HMK’nın 337/1. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, temyiz edenin adli yardım talepleri hakkında dairece bir karar verilir.
Diğer taraftan, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmış ve aynı kanunun 16. maddesinde de temyize konu kararla ilgili davanın nispi harca tabi olacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, HUMK’nın 434. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği; 10.05.1965 tarih 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıyla da peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte bir olacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, HUMK’nın 434/III. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın 368 ve 344.maddeleri), dörtte bir oranındaki harcın ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiştir.
Adli yardım talep eden davalı vekili, 10.11.2014 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin işsiz olduğunu, emekli aylığı da bulunmadığını, bu nedenle sosyal güvenlik kapsamında sağlık hizmeti de alamadığını, davacının talebi üzerine dava konusu taşınmazlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulduğundan bankalardan ipotek karşılığı kredi almasının mümkün olmadığını, görülmekte olan bu davayı kendi öz kaynakları ve bankalardan aldığı tüketici ihtiyaç kredileri ile takip edebildiğini, yasal savunmasını devam ettirebilmesi için adli yardım talep etmek zorunda kaldığını ileri sürerek adli müzaheret taleplerinin kabulü ile mahkemenin gerekçeli kararı kesinleşinceye kadar temyiz harç ve masrafları ile birlikte tüm yargılama giderlerinden muaf tutulmalarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili dava dilekçesi ekinde mükellef olarak kendisine vergi tahakkuk ettirildiğine ve ayrıca bazı bankalardan aldığı tüketici ihtiyaç kredilerine ve ödemelerine ilişkin belgelerle ilişkin belgeler sunmuş ise de dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre halen paylı malik olarak adına kayıtlı olup tasarrufunda bulundurduğu 30 farklı parselde “sulu tarla” vasıflı yaklaşık 238.000 m2 yüzölçümünde taşınmazları mevcut olduğundan;
1-Hükmü temyiz eden davalının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varılamadığı, başka bir deyişle HMK’nın 334/1. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakla, davalının adli yardım isteminin REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı tutarının 1/4 oranındaki nispi temyiz harcının tamamlanması bakımından HUMK’nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 26.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.