Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4365
Karar No: 2015/5860
Karar Tarihi: 26.05.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4365 Esas 2015/5860 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/4365 E.  ,  2015/5860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 15.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 26.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, dava dışı ...."nin temsilcisi ... ile 15.11.1990 günü düzenledikleri protokol uyarınca zilyet olduğu dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin devredileciğinin protokolün 8. Maddesinde hüküm altına alındığını, taşınmazda binalar yaptığını, temliken tescil koşullarının oluştuğunu, taşınmazın adına tescilini veya muhdesatların bedelinin alınmasını istemiştir.
    Davalı, davacının dayandığı protokolün tarafı olmadığından bağlayıcılığı bulunmadığını, taşınmazı tapudan edindiğini, işgalci olan davacının mülkiyete yönelik açtığı davaların reddedildiğini, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davacının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle bina bedelleri 360.003 TL"nin davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, TMK"nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
    TMK"nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, kanun koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK"nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    TMK"nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK"nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması; üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Bu üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde 15.11.1990 tarihli protokole dayanarak zilyet olduğu dava konusu taşınmaza binalar yaptığı iddiasıyla temliken tescil isteminde bulunmuştur. 28.01.2014 günlü dilekçesi ile de binaları dokuz yıl önce yaptığını belirtmiştir. Dosya içerisindeki inşaat ve hukukçu bilirkişi kurulunun 20.12.2013 günlü raporlarında beş adet taşınmazın 8 yıl, bir adet taşınmazın da 15 yıl önce yapıldığı belirlenmiştir. Tapuda, "kargir fabrika" niteliği ile kayıtlı çekişme konusu taşınmazın ise 22.08.2003 tarihinde satın alma yoluyla edinildiği görülmektedir. Buna göre, davacının bir kısım binaları taşınmazın davalı tarafından edinilmesinden sonra, bir tanesi de davacının edinmesinden önce yaptığı anlaşılmaktadır.
    Davacının, davalının taşınmazı muvazaalı olarak edindiği gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 2003/765 Esas, 2006/10 Karar sayılı dava reddedilerek kesinleşmiştir. TMK"nın 724. maddesinde tanınan kişisel hak yeni malike karşı ancak önceki malik ile yeni malikin yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak için el ve işbirliği içinde olmaları halinde ileri sürülebilir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre taşınmazın davacının temliken tescil hakkını ortadan kaldırmak amacıyla davalı tarafından edinildiği kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla davacı, davalının taşınmazı edinmeden önce yapıldığı anlaşılan fen bilirkişinin raporuna ekli krokide 2 numaralı olarak gösterilen bina ile ilgili davalıdan bir talepte bulunamaz.
    Öte yandan, taşınmaza yapılacak binanın sürekli, esaslı ve mütemmim cüz (tamamlayıcı parçası) niteliğini taşıması gerekir. "Taşınır yapılar" başlıklı TMK"nın 728. Maddesinde kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri yapılar taşınır yapı kapsamında bulunduğu belirtilmektedir. Fen bilirkişinin raporuna
    ekli krokide 4 numaralı olarak gösterilen yapının "sundurma" vasfında olduğunun saptanması nedeniyle taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliği taşımadığından temliken tescil istemine konu oluşturamaz. Bu nedenle, davacının kalıcı nitelikte olmayan bu yapı nedeniyle tescil isteminin kabulü mümkün değildir.
    Ayrıca davacı fen bilirkişi raporuna ekli krokide..., ... ... ve ... numara ile gösterilen binaları iyiniyetle yaptığını iddia etmiştir. Davacının iyiniyetinden sözedebilmek için elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmaması ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunması gerekir. Çekişme konusu taşınmazın önceki maliki ... tarafından 14.02.2000 tarihinde elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle açılıp, davalının yeni malik sıfatıyla devam ettiği davacının ortağı olduğu ... ’ye karşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/100 Esas, 2006/330 Karar sayılı davası kabul edilerek kesinleşmiştir. Bu durumda, davacı taşınmazın malikinin davalı olduğunu bildiği ve yapıları yapmasında haklı bir nedeni bulunmadığı anlaşılmakla, davacı bakımından TMK"nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyetin gerçekleşmediği görülmektedir. Bu nedenle, davacı yararına sadece TMK"nın 723/son maddesi uyarınca bir tazminata hükmedileceğinden taşınmazların değerinin davalıdan alınmasına karar verilmesi doğru değildir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi