MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, kendi adına asaleten ve kızı diğer davalı Tülin adına velayeten, kızıyla ayrı ayrı kooperatif peşin ödemeli ortağı olduklarını, daha önceki tarihlerde aidatların belirlendiği kooperatif genel kurulu kararlarının mahkeme kararlarıyla iptal edildiğini, 09.12.2007 tarihli genel kurulun 7. maddesiyle kesin hesaplara göre belirlenen aidatların 24.12.2007 tarihinde davalı hesabına yatırılmasına rağmen kooperatifçe gönderilen 18.02.2008 tarihli ihtarnamelerde 2001, 2002 ve 2003 yılları gecikme cezaları toplamı olarak 1.815,00 TL şer ödemenin 10 gün içerisinde yapılmaması halinde ortaklıktan çıkarılacaklarının ihtar edildiğini, bu ihtarnamelere 05.03.2008 tarihinde itiraz edildiğini, 18.03.2008 tarihinde toplam 3.600,00 TL nin ödendiğini ileri sürerek, 3.600,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların, ödenmeyen 2001, 2002 ve 2003 aidatlarına ait tahakkuk eden faizleri kendi isteğiyle ihtirazi kayıtsız, ihtiyati tedbir talebinde bulunmadan ve menfi tespit davası açmadan ödediğini, davaya konu istirdatı istenen paranın faiz niteliğinde olması sebebiyle, davacının faiz isteminin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların 2001, 2002 ve 2003 yılları genel yönetim giderlerini 24.12.2007 tarihinde süresinde ödedikleri, davalının ödemeleri dikkate almadan gönderdiği ihtarnameler sebebiyle davacıların dava konusu ödemeleri yaptıkları ve kooperatif ortaklarının yaptıkları fazla ödemenin istirdatını her zaman talep edebileceğinden hak düşürücü sürenin geçtiği savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davacıların davalarının ayrı ayrı kabulü ile toplam 3.600,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.