Esas No: 2017/15594
Karar No: 2022/11232
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15594 Esas 2022/11232 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, sahte fatura düzenleme suçlamasıyla yargılanmıştır. Mahkeme, sanığın suçu işlemediği kanaatine vararak beraat kararı vermiştir. Ancak katılan vekili temyiz etmiştir. Diğer bir davada ise sanık, sahte fatura düzenleme suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, hüküm düzeltme talebi yapılmıştır ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi gereği Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaası alınmamıştır. Ayrıca, tekerrür hükümleri de yasaya aykırı olarak uygulanmıştır. Son olarak, 7394 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu nedenle, sanığın hukuki durumu yeniden değerlendirilmelidir. Kanun maddeleri; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. maddeleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
1) Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; sanığın yetkilisi olduğu ... Otomotiv.... Ltd. Şti.nin hisselerinin devredildiği 12.03.2009 tarihinden sonra yapılan ilk yoklamada ticari emtiaya rastlanmadığı, sonraki yoklamalarda ise şirketin boş ve kapalı olduğunun tespit edildiği, mükellefiyet kaydının 30.12.2009 tarihinde resen terkin edildiği ancak mükellefin bu tarihten sonra fatura bastırmaya ve fatura düzenlemeye devam ettiği, 2009 yılında; 334 bin TL değerinde 41 adet, 2010 yılında 3.430 bin TL tutarında 95 adet, 2011 yılında 1.075 bin TL tutarında 17 adet, 2012 yılında 381 TL değerinde 4 adet fatura düzenlediği ve şirketin gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamenin (1) numaralı bendindeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
a) Sanık hakkında, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesine göre dava şartı olan Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporunun “2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçlarına ilişkin olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 23.01.2014 tarihli iddianamesi ile de mütalaaya uygun olarak kamu davaları açıldığı, birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan “sahte belge düzenleme'' ve ''sahte belge kullanma'' suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, “sahte fatura düzenleme ve kullanma” şeklinde belirtilerek 2009 takvim yılı için her iki suçtan tek hüküm kurulması,
b) Tekerrüre esas alınan Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/267 Esas, 2012/274 Karar sayılı ilamının kesinleşme tarihinin 28.06.2012 olduğu, bu tarihin 2009, 2010 ve 2011 takvim yılları için suç tarihlerinden sonra, 2012 takvim yılı için ise düzenlenen son fatura tarihinin belli olmaması nedeniyle suç tarihinden önce ya da sonra olduğu tespit edilemediği halde tekerrür hükümlerinin uygulanması Yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi,
d) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.