5. Ceza Dairesi 2017/7172 E. , 2020/12862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Tayin olunan ceza miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından, talep ve karar tarihleri de nazara alınarak, sanık ... müdafin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin müdafilerin sanıklar hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı ve duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Suç tarihleri itibarıyla yürürlükte bulunan 19/12/2002 tarihli ve 24968 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliğinin 4. maddesinde muayene ve kabul komisyonlarında görevlendirilecek olanların tamamının teknik eleman olmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı, yapılan işlerin kabul sürecinde görev yapan kamu görevlisi sanıkların muayene ve kabul ile görevlendirildikleri işlerin uzmanı olmadıkları savunmasında bulundukları nazara alınarak; katılan kurumdan sanıkların görevlerine ilişkin detaylı bilgi alınarak muayene ve kabul işlemlerini yaptıkları işlerin niteliği de gözetilmek suretiyle teknik eleman olarak kabul edilip edilmeyeceklerinin karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi, belirlenen zarar miktarının toplam yapılan işlerin bedeline oranı göz önüne alınarak suç kasıtları üzerinde durulması, kamu görevlisi olmayan sanığın bağlantılı eyleminin de birlikte değerlendirilmesi sonrasında sanıkların hukuki durumlarının ayrı ayrı takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Suça konu edimin yapım işlerine ilişkin olması nedeniyle sanıkların eylemlerinin TCK"nın 236/2-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak; 5237 sayılı TCK"nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK"nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında; TCDD müfettişlerince TCDD 6. Bölge Müdürlüğü tarafından doğrudan temin yoluyla yapılan işlere ilişkin dosyalar arasından sondaj usulüyle seçilen 84 adet işin incelenmesi sonucunda düzenlenen 10/08/2007 tarih ve 2007/260-2, 262/3 sayılı soruşturma raporuna istinaden yapılan suç duyuruları üzerine Adana, Mersin, Çumra, Tarsus, Ulukışla, Karaman, Erzin, Nizip ve Suruç Asliye Ceza Mahkemelerinde edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından çok sayıda kamu davası açıldığının UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulama neticesinde anlaşılması karşısında; söz konusu davaların akıbetlerinin araştırılması, derdest ise birleştirilmeleri, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi sonrasında suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanıklara verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyalarından verilen cezaların mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanıklar ... ve ... yönünden;
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle yüklenen suçu işledikleri kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.