20. Hukuk Dairesi 2016/6998 E. , 2016/11409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 29/11/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. .... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 06/11/2000 havale tarihli dava dilekçesi ile, ...., ... 768, 769 ve 973 parsel sayılı taşınmazların müvekkilleri tarafından kendisini tapu maliki olarak tanıtan..."dan 16/11/1992, 25/12/1992 ve 19/02/1993 tarihlerinde satın alındığını, taşınmazlar gerçekte toplam 557 m2 olduğu halde, tapu sicil memurlarının da karıştığı sahtekarlık sonucu, yüzölçümleriyle oynanarak ve 973 parsel de hiç tapuda kayıtlı olmadığı halde, toplam 68.063 m2 olarak gösterilmek suretiyle bu miktar üzerinden ödeme yapıldığını, daha sonra sanıkların ... Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/45-2000/38 sayılı dosyasında mahkum olduklarını, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 90.000.-Mark maddi tazminat, 10.000 Mark munzam zarar, her bir davacı için 500.000.-TL manevi tazminatın tapudaki son işlem tarihi olan 19/02/1993 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 2000/42-2004/37 sayılı karar ile davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Genel Müdürlüğü ile davacılar.... ve .... bakımından taraf sıfatı bulunmadığından davanın reddine, davacılar ..., ... ve ... .... tarafından Hazine aleyhine açılan maddi tazminat, munzam zarar tazminatı ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş, karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2004/9231-2005/6112 sayılı kararı ile davacılar ... ve ..."nin maddi zararın ödetilmesi isteminin reddi kararı bakımından bozulmuş, diğer yönlerden onanmış, karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, bozmaya konu kısım bakımından, mahkemenin 2006/30 Esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama sonucunda mahkemenin 2006/30-2008/2 sayılı kararı ile davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiş, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2008/7350-2008/10291 sayılı kararı ile keşif yapılması ve satış tarihi itibarıyla taşınmazların rayiç (sürüm) değerinin belirlenmesi, bölüşük kusurun da gözetilerek saptanacak tazminatın hüküm altına alınması gerektiği açıklanarak bozulmuştur.
Mahkemece 2009/1-37 sayılı kararla, satış tarihi itibariyle taşınmaz değeri belirlenerek, davacıların % 60 oranında bölüşük kusuru olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 30/10/2013 gün 2013/89787- 2013/17826 sayılı kararı ile keşif sonucu taşınmazın vasfının tam olarak belirlenerek dava tarihindeki değerinin tespiti ve buna göre belirlenecek gerçek zararın, tazminat miktarından indirim yapılmaksızın ödenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, karar düzeltme istemi reddedilmiştir.
Mahkemece, son olarak davanın kısmen kabulüne, 309.368,72.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak, davacı ..."a; 234.118,67.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak, davacı ..."ye ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve daha önce Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma kararı gereğince emsal satış yöntemine göre hesaplanan değer üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik olmadığına göre, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1350"şer.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya; davalıdan alınıp davacılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 29/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.