Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6674
Karar No: 2016/11405

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6674 Esas 2016/11405 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/6674 E.  ,  2016/11405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29/11/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av.... ile davacı ... vekili Av.... geldi, başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 25/10/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., İçmeler mevkiinde bulunan 6079, 6080, 6081, 6082 parsel sayılı toplam 13.993 m2 yüzölçümlü taşınmazlar hakkında, Hazine tarafından açılan davalar sonucunda,...ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin 2005/215, 259- 2011/782 Esas sayılı dosyalarında; taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalmaları nedeniyle tapu kayıtlarının iptaline ve Hazine adına tescillerine karar verildiğini, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 350.000 TL"nın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 16/12/2015 tarihli dilekçesiyle dava değerini 6079-6081 sayılı parseller yönünden 7.091.700 TL olarak ıslah etmiştir.
    Mahkemece, 6079 ve 6081 parsel yönünden; davanın kabulü ile (davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve talebi ile bağlı kalınmak suretiyle) 350.000.-TL."nin dava tarihi olan 25/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
    6080 ve 6082 parsel yönünden; davanın HMK"nın 150. maddesi uyarınca 25/12/2015 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
    1-Davacı vekilinin temyiz itirazları bakımından; davacı taraf 6079 ve 6081 parseller yönünden ıslah talepleri dikkate alınmadan, başlangıçtaki dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesinin yanlış olduğundan bahisle hükmü temyiz etmektedir. HMK 176 ve devamı maddelerine göre; Taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Ancak, ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre harç tamamlanmalı; değilse maktu harç yatırılmalı, davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcı alınmalıdır.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanuni düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 350.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 16/12/2015 tarihli dilekçe ile 7.091.700,00-TL’ye arttırmış ise de; mahkemece ıslah harcının tamamlanması için verilen kesin süre içinde harcın yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilemeyeceğinden, başlangıçta talep edilen dava değeri ile bağlı kalınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların arsa olduğu kabul edilerek ve dava tarihine göre "serbest piyasa rayiçleri" gözönünde bulundurularak değer tespit edilmiş, mahkemece bu değer üzerinden tazminata hükmedilmiştir.
    Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
    Çekişmeli taşınmazların tapuda cinsi tarladır. Belediye başkanlığından gönderilen yazıda ise, çekişmeli taşınmazların 1987 tarihli imar planında konut alanında kaldığı, ancak; kıyı kenar çizgisi tespiti yapılamadığından imar planının uygulanamadığı belirtilmiştir.
    Bakanlar Kurulunun Yargıtayca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı Kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan meskun yerler içinde yer alması gerekir.
    Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da araştırılmalı, bu hususlar belediye başkanlığından, su ve elektrik idarelerinden ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevaplara göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı saptanmalıdır.
    Yapılan araştırma sonunda tapusu iptal edilen taşınmazın arazi olduğu saptanacak olursa değerinin; taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelir yöntemine göre hesaplanması ve bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle saptanması; tapusu iptal edilen taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlendiği taktirde ise değerinin, tapu iptal kararının kesinleştiği günden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gereklidir.
    Bu durumda öncelikle yukarıda açıklanan yöntemle taşınmazın arazi ya da arsa olup olmadığı belirlenmeli, arsa ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınmalı, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmeli ve bu emsallere göre; arazi ise net gelir yöntemine göre ve her halükarda tapu iptal kararının kesinleştiği 28/05/2013 tarihi itibarıyla değer tespit ettirilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 29/11/2016 günü oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi