20. Hukuk Dairesi 2016/8255 E. , 2016/11404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29/11/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve Ark. Vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili Av.....ve Orman Yönetimi vekili Av. ... .... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 26.03.2015 tarihli dilekçesi ile, davacılar murisi ...."e ait, ...., ... mahallesi 118 parsel sayılı 5090 m2 taşınmazın, 19.12.1984 tarih 361 sayılı tapulama komisyonu kararı ile 730 m2 kısmının orman olarak ayrıldığını ve bunun 421,81 m2"sinin ... mahallesi 1427 sayılı parselde; kalan 307,15 m2"sinin ise 1158 sayılı parselde orman olarak bırakıldığını, 4999 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada da kısmen orman dışına çıkarıldığını belirterek, bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, müdahiller de 01.09.2015 tarihli dilekçeleri ile davacılar yanında davaya katılarak miras payları oranında adlarına tescil talep etmişlerdir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1984 yılında orman olarak tescil edildiği, 2006 yılında yapılan çalışmanın davacılara yeni bir hak vermeyeceği, orman kadastrosunun kesinleşmesinin üzerinden 10 yıl geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman niteliğindeki tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1973 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 06.02.2006 tarihinde 6 ay süre ile ilan edilen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. madde kapsamında düzeltme çalışması vardır. Genel arazi kadastrosu 1967 yılında yapılarak kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; dosyaya getirtilen belgelerden çekişmeli taşınmazın öncesinin 1160 numaralı orman parselinden geldiği anlaşılmaktadır. Ancak; mahkemece 1160 sayılı parselin kadastro parseli olup olmadığı, hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği, orman kadastrosunun kesinleşmesi sonucu 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılan taşınmazlardan olup olmadığı araştırılmadan, yine 4999 sayılı Kanunla değişik 9. madde gereğince yapılan düzeltmede, çekişmeli taşınmazda ne gibi bir işlem yapıldığı, orman sınırı dışına çıkarılıp çıkarılmadığı konusunda keşif ve uygulama yapılmadan ve taşınmazın ifraz ve düzeltmelerdeki durumunun ne olduğu krokili olarak belirlenmeden karar verilmiştir.
O halde mahkemece, öncelikle 1160 parsel hakkında varsa; kadastro tutanağı, oluşumuna ilişkin, iktisap sebebini gösterir tüm belgeler; 1973, 1982 yıllarına ait tüm orman kadastro haritaları ve tutanakları ile 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre yapılan düzeltmeyi gösterir tutanaklar getirtilmeli, serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ile bir harita mühendisi bilirkişi vasıtasıyla yapılacak keşifte tüm belgeler yöntemince mahalline uygulanarak, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 OS noktası görülecek şekilde orman kadastro haritalarındaki durumu; 1160 parselin, 1427 ve 1158 sayılı parsellere ifraz edilmeden önceki ve sonraki konumu, düzeltmenin niteliği kesin olarak saptanmalı, 1160 parselin kadastro parseli olup olmamasına göre, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürelerin geçip geçmediği hesaplanmalı, 4999 sayılı Kanuna göre fenni hataların düzeltilmesi çalışmasında daha önce grafik yöntemle yapılan orman kadastrosu ve 2. madde haritaları sayısallaştırılarak orman tahdit sınır nokta ve hatlarına koordinat verildiği, yani kısacası 1973 yılından sonra yapılan çalışmaların aplikasyon niteliğinde olduğu anlaşıldığı takdirde; aplikasyon; daha önce orman kadastrosu yapılmış yerlerde gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup, önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulmasının zorunlu olduğu (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmelik md. 44.) aplikasyon işleminin yeni bir orman kadastrosu olmadığı, aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği, kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliğinin söz konusu olamayacağı ve aplikasyonun yeni bir dava hakkı vermeyeceği düşünülmeli, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00.-TL vekalet ücretinin davalı Hazine ve Orman Yönetiminden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/11/2016 günü oybirliği ile karar verildi.