Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15376
Karar No: 2013/3377

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15376 Esas 2013/3377 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2012/15376 E.  ,  2013/3377 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/09/2012
    NUMARASI : 2011/1348-2012/1058

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve tahliye davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; 
    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 8 nolu imar parselinin davacı adına, komşu 9 nolu imar parselinin davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, imar uygulaması sonucu davalıya ait 1885 nolu kadastral parselin 100 m2"lik bölümünün kendisine ait 8 nolu imar parseli içinde kaldığını, bunu bildiği halde anılan bölüme davalının fidan dikmek suretiyle müdahale ettiğini, noter kanalı ile ihtarname gönderdiği ve Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/344 Değişik iş sayılı dosyasından tespit yaptırdığı halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve dikilen fidanların sökülerek tahliye edilmesi istemli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında çekişme konusu bölüm içerisinde davalıya ait taş duvar ile barakanın da bulunduğunu belirterek, bu bölümler yönünden de müdahalenin haksız olduğunu ileri sürerek, dava dilekçesini ıslah ettiği bildirmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; dava dilekçesi içeriğine göre, yalnızca fidanların  çekişme konusu yapıldığı, taş duvar ve baraka yönünden usulüne uygun biçimde yapılmış bir ıslah bulunmadığı  gözetilerek taş duvar ve baraka yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki, bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak  tasarruf  hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus, Medeni Kanunu"nun  684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki,  yürürlükten kalkmış olan 6785 Sayılı Yasanın 1605 Sayılı Yasa ile değişik  42/c ve halen yürürlükte  bulunan 3194  Sayılı İmar Yasasının 18. maddelerinde özel hükümler getirilmek  suretiyle ayrılmaz  parça (mütemmim cüz)  olan yapı ile arz  arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı  durumlarda yapı, üzerinde  bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece,  yapıların bedelleri ilgili parsel  sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya  aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların  ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat  kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz  parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde  tasarruf etme gücü özel  yasa ile kısıtlanmıştır.
    2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik  10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir  hakka dayanarak  üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz)  niteliğinde yapı inşaa etmiş  imar  uygulaması sonucu bu yer davacıya ait  imar  parseli içerisinde kalmış  ise, kendi  arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan  bir  durum söz konusu olduğundan kusurlu  sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibinin koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince, taşkınlığın 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar şuyulandırılması neticesinde oluştuğu tartışmasız olup, bu husus taraflarında kabulündedir.
    Ancak, çekişme konusu bölümde yeralan  davalıya ait olan ağaçların 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamına giren bir yapı durumunda bulunmadığı ve kaim bedel ödenmesine gerek olmadığı  açıktır.
    Hal böyle olunca, davacının mülkiyet hakkına değer verilerek davanın kabulüne karar verilmesi  gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi