20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11536 Karar No: 2016/11384 Karar Tarihi: 28.11.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11536 Esas 2016/11384 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/11536 E. , 2016/11384 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 18. Asliye Hukuk ve ... 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 18. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici, davalınında avukatlık hizmeti veren, işleminde tüketici işlemi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 6. Tüketici Mahkemesi tarafından ise davacının, Tüketici Kanununda tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; "kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi"; tüketici ise "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi" ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de "Tüketici işlemi", "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, avukat olan davalının müvekkilinin vekili sıfatıyla işçi alacağının tahsili için açtığı .... 3. İş Mahkemesinde görülen 2009/432 E. - 2012/304 K. sayılı dosyada görülen davayı takip ettiğini ancak dosyada tahsil ettiği bedelleri müvekkiline ödemekten kaçındığını, bu bedellerin tahsili için yapılan icra takibine itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali davası açtıklarını beyanla davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Avukat olan davalının mesleki faaliyette bulunan kişi olması nedeniyle tüketici konumunda olmadığı kuşkusuzdur. İşçi olan davacının ise işçilik alacağının tahsili için açtığı davayı takip etmek üzere davalıya vekaletname veren kişi olduğu, mesleki veya ticari faaliyetinden kaynaklanan bir hakkını dava etmek için vekaletname verdiğine ilişkin dosyada delil ve belge bulunmadığı gözetildiğinde aralarındaki vekalet ilişkisi yönünden davacının 6502 sayılı Kanun anlamında tüketici kabul edilmesi ve bu olgunun sonucu olarak taraflar arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.