Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2518
Karar No: 2021/1155
Karar Tarihi: 05.10.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2518 Esas 2021/1155 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2518 E.  ,  2021/1155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki "evlatlık ilişkisinin kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 2. Aile Mahkemesince verilen asıl davanın reddine, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar asıl davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı asıl davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Asıl Davada Davacı İstemi:
    4. Asıl davada davacı ... vekili; müvekkilinin annesi ..."un 02.02.2011 tarihinde vefat ettiğini, evlat edinen ..."un ölmeden çok kısa bir süre önce eşi ..."un torunu olan davalıyı evlat edindiğini ancak evlat edinme sırasında tasarruf ehliyeti bulunmadığı gibi davalının baskısı ile oluşan yanılma, aldatma veya zorlama sonucu gerçekleştiğini, evlatlık ilişkisi kurulurken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 313 ve devamı maddelerinde öngörülen erginlerin evlat edinilmesindeki şekil şartlarına da uyulmadığını ileri sürülerek Bursa 2. Aile Mahkemesinin 28.01.2011 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı kararı ile kurulan evlatlık ilişkisinin tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen Davada Davacı İstemi:
    5. Birleşen davada davacı ... vekili; müvekkilinin kardeşi olan evlat edinen ..."un tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, ayrıca evlat edinme dosyasında TMK"nın evlat edinmeye ilişkin şartların hiçbirinin yerine getirilmediğini ileri sürerek Bursa 2. Aile Mahkemesinin 28.01.2011 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı kararı ile kurulan evlatlık ilişkisinin tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılarak davalının Necmi Türkan Turgut"un evlatlığından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabı:
    6. Davalı vekili cevap dilekçesinde; evlat edinenin psikolojik ve ruhsal bir rahatsızlığının bulunmadığını, akli melekelerinin yerinde olduğu gibi korkutulması ve tehdit edilmesinin de söz konusu olmadığını, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebeplerinin TMK"da sınırlı olarak sayıldığını, evlatlık ilişkisinin usule uygun olarak kurulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin Birinci Kararı:
    7. Bursa 2. Aile Mahkemesinin 29.11.2012 tarihli ve 2011/242 E., 2012/1088 K. sayılı kararı ile; taraf beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; ..."un sağlıklı iken kendi iradesi ile davalıyı evlat edindiği, Kanun"da aranan evlat edinme şartlarının oluştuğu ve evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar ... ile ..."ın açmış oldukları davaların reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
    8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili ile birleşen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    9. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 20.06.2013 tarihli ve 2013/7557 E., 2013/10754 K. sayılı kararı ile;
    "…1-Mahkeme kararı birleşen davanın davacısı ... vekiline 14.02.2013 günü tebliğ edilmiş olup, 04.03.2013 tarihinde temyiz edilmiştir. Bu durumda HUMK"nun 432. maddesi hükmünde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davacı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
    2-Davacı ... vekilinin temyizi yönünden;
    Davacı ... diğer iddialar yanında, mirasbırakanı Necmi Türkan"ın evlat edinme tarihinde ehliyetsiz olduğu iddiasına da dayanmıştır. Mahkemece vesayet dosyası, mirasbırakan ile ilgili tüm ilaç ve hastane kayıtları, hasta tabela kağıtları ölüm nedeni ile ilgili belgeler dosya içine konulduktan sonra Adli Tıp Kurumu"ndan evlat edinme tarihinde fiil ehliyetinin olup olmadığı hakkında rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemenin İkinci Kararı:
    10. Bursa 2. Aile Mahkemesinin 09.10.2014 tarihli ve 2013/724 E., 2014/747 K. sayılı kararı ile Özel Daire bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; bozma kararı doğrultusunda dosya arasına alınan hastane kayıtları ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 23.06.2014 tarihli raporuna göre ..."un evlat edinme tarihi olan 10.12.2010 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı ..."in açmış olduğu evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının reddine, birleşen davada davacı ..."ın açmış olduğu evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının reddine ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
    11. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    12. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince 12.05.2015 tarihli ve 2015/15 E., 2015/8047 K. sayılı kararı ile;
    “…Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 1927 doğumlu Necmi Türkan"ın 29.01.1970 tarihinde 1928 doğumlu ... ile evlendiği, davacı ..."ın Necmi Türkan tarafından 30.04.1979 tarihinde evlat edinildiği, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2010/460 esas sayılı dosyasında 28.01.2011 tarihinde verilen ve kesinleşen kararı ile davalı 25.02.1985 doğumlu ..."u Türk Medeni Kanunu"nun 306. maddesi uyarınca evlat edinen Necmi Türkan"ın 02.02.2011 tarihinde öldüğü, davacı ..."ın 01.04.2011 tarihinde dava açarak evlat edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istediği, mahkemece evlat edinme tarihinde Necmi Türkan"ın ehliyetinin bulunduğu ve davanın sabit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, Necmi Türkan"ın davalıyı evlat edinme tarihinde alt soyu konumunda olan evlat edindiği kızı Selvinas"ın olduğu ve onun açık muvafakatinin bulunmadığı gibi evlat edinilen 1985 doğumlu ..."un evlat edinenin eşi olan 1928 doğumlu ..."un çocuğu olmayıp torunu olduğu anlaşılmaktadır. Dava, ergin kişinin evlat edinilmesi şartlarının oluşmaması nedeniyle kurulan evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ergin kişinin evlat edinilmesine ilişkin koşullar evlat edinme davası sırasında gerçekleşmediğinden evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    13. Bursa 2. Aile Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve 2016/1064 E., 2016/1239 K. sayılı kararı ile; TMK"nın 317 ve 318. maddelerine göre yasal olarak rızası alınması gereken kişilerin rızasının alınmaması ve esasa ilişkin diğer noksanlıkların bulunması hâlinde evlatlık ilişkisinin kaldırılabileceği, davada rızasının alınmadığı bildirilen ve Necmi Türkan"ın evlat edindiği kızı olan Selvinas"ın rızasının ve muvafakatinin alınmasının gerekli olduğuna ilişkin yasal düzenleme bulunmadığı, kişilerin zaman içinde farklı tarihlerde farklı kişileri evlat edinmelerinin bir öncekinin muvafakatine bağlı olamayacağı, Necmi Türkan"ın, ..."u evlat edindiği sırada sağlığının yerinde olduğu, fiil ehliyetinin bulunduğu, TMK"nın 313. maddesinde yapılan düzenleme ile öngörülen şartların oluştuğu, küçükken 5 yıl süre ile ..."u bakıp büyüttüğü, gözettiği, evlat edinmeye eşinin rızasının bulunduğu, evlat edinilen ..."un bekar olduğu, rızası alınması gereken eşinin bulunmadığı, evlat edinme davasında yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    14. Direnme kararı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    15. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; evlatlık ilişkisinin kaldırılması isteğine ilişkin eldeki davada, ergin kişinin evlat edinmesine ilişkin koşulların evlat edinme davası sırasında gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    16. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile hukukî kavram ve kurumların açıklanmasında yarar vardır.
    17. Evlat edinme müessesesi, Türk hukukuna 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi (MK) ile girmiş, 01.01.2002 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK ile daha ayrıntılı ve daha sistematik olarak ele alınmıştır. Buna göre evlat edinme, doktrinde, belirli şartlar ve usul içinde gerçekleştirilebilen ve evlat edinen ile evlatlık arasındaki soybağı (nesep) ilişkisini tesis eden, meydana gelmesi kamu gücünün müdahalesine bağlı olan, bir medeni hukuk işlemi olarak tanımlanmaktadır (Akıntürk, Turgut: Yeni Türk Medeni Kanununa Uyarlanmış Aile Hukuku, İstanbul 2003, s. 369, 370).
    18. Medeni Kanun"da, evlat edinme işlemi hâkimden izin alındıktan sonra resmi şekilde yapılan bir sözleşmeyle gerçekleşmekte iken (MK m. 256), TMK"da evlatlık ilişkisinin mahkeme kararıyla kurulacağı öngörülmüştür (TMK m. 315/1). Yine MK"da evlat edinme işlemiyle, evlat edinen ile evlatlık arasında bir soybağı ilişkisi kurulacağına ilişkin bir düzenleme yer almamasına rağmen, TMK"da, evlat edinme ile de soybağı ilişkisinin kurulacağı açık bir şekilde hükme bağlanmıştır (TMK m. 282/3). Yine TMK"da evlat edinmede yapılan önemli değişiklikleri genel olarak; evlat edinenin alt soyunun olmaması koşulunun kaldırılması (TMK m. 305, 313), evlat edinme yaşının otuz beşten otuza indirilmesi (TMK m.307), eşlerin ancak birlikte evlat edineceklerinin kabul edilmesi (TMK m. 306), evlat edinmenin şartlarının küçükler ve ergin ile kısıtlılar açısından ayrı hükümlere bağlanması olarak saymak mümkündür.
    19. Evlat edinmede kural, küçüklerin evlat edinilmesi olmakla birlikte, istisnai olarak ergin ve kısıtlıların evlat edinilmesi de mümkündür. Ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinin istisna olarak belirlenmesinin sebebi, ancak özel bir takım şartlar varsa evlat edinilebilmeleridir. TMK"da, evlatlığın küçük veya ergin/kısıtlı olmasına göre önemli bir ayrım yapılmış olup evlat edinmenin asli şartlarına ilişkin hükümlerinin kesin olan ifadelerinden, bunların emredici ve sınırlı sayıda oldukları anlaşılmaktadır.
    20. Ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesi TMK"nın 313. maddesinde düzenlenmiştir. TMK"nın "Erginlerin ve kısıtlıların evlât edinilmesi" başlıklı 313. maddesi;
    "(Değişik birinci cümle: 3/7/2005-5399/1 md.) Evlât edinenin altsoyunun açık muvafakatiyle ergin veya kısıtlı aşağıdaki hallerde evlât edinilebilir.
    1. Bedensel veya zihinsel engeli sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlât edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte ise, 
    2. Evlât edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise,
    3. Diğer haklı sebepler mevcut ve evlât edinilen, en az beş yıldan beri evlât edinen ile aile hâlinde birlikte yaşamakta ise.
    Evli bir kimse ancak eşinin rızasıyla evlât edinilebilir.
    Bunlar dışında küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin hükümler kıyas yoluyla  uygulanır" şeklindedir.
    21. Madde içeriğinden, ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinin koşullarının altsoyun açık muvafakati, evlatlığın evli olması hâlinde eşinin rızası, küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanması ve kanunda sayılan hâllerle sınırlı olmak üzere beş yıllık bakım şartı olduğu görülmektedir.
    22. Türk Medeni Kanunu’nun 313. maddesinin 1. fıkrası, 03.07.2005 tarihli ve 5399 sayılı Türk Medeni Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilmiş, maddede yer alan “Evlat edinenin altsoyu bulunmaması koşuluyla, ergin veya kısıtlı aşağıdaki hallerde evlat edinilebilir” şeklindeki birinci cümlesi yerine “Evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatiyle ergin veya kısıtlı aşağıdaki hallerde evlat edinilebilir” cümlesi getirilmiştir. Böylelikle erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesi bakımından aranan evlat edinenin altsoyunun bulunmaması koşulu kaldırılmıştır.
    23. Anılan maddenin gerekçesinde; “Ülkemizin sosyal şartları dikkate alındığında ergin veya kısıtlılardan aile himayesine ihtiyacı olanların çok sayıda bulunduğu ve sosyal desteklerden yoksun oldukları bilinmektedir. Geleneksel aile desteği içinde sağlanan imkânlar çoğu zaman şartların değişmesi ile ortadan kalkmaktadır. Muhtaç ve kısıtlı bazı ergenlerin kalıcı bir aile desteğine kavuşturulmaları bakımından Medeni Kanunun 313. maddesinin birinci fıkrasındaki “Altsoyu bulunmaması” koşulu kaldırılmıştır. Altsoyun herhangi bir sosyal veya ekonomik zarara uğramaması için evlat edinme sırasında açık onaylarının alınması öngörülmüştür" ifadelerine yer verilmiştir.
    24. Yeni düzenlemeye göre, evlat edinenin altsoyunun bulunması, erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesine engel teşkil etmemekle birlikte erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesi, evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatine bağlanmıştır. Altsoyun açık muvafakati olmadan evlat edinme kararı verilemez. Evlat edinenin altsoyunun, ergin veya kısıtlının evlat edinilmesine açık muvafakat etmesi, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Evlat edinenin altsoyunun ayırt etme gücüne sahip ergin olması hâlinde, bu kişinin bizzat kendisinin muvafakat etmesi gerekir. Rızanın açık muvafakat şeklinde olması şarttır. Susma muvafakat olarak değerlendirilmeyeceği gibi altsoyun birden fazla olması hâlinde ise, hepsinin açık muvafakati aranır (Aydoğdu, Murat: Çağdaş Hukuki Gelişmeler Işığında Evlat Edinme, İzmir 2006, s. 410-413).
    25. Hemen burada, altsoy kavramına değinmekte yarar vardır. Biri diğerinden gelen kişiler arasındaki hısımlık, üstsoy-altsoy hısımlığıdır (TMK m. 17/2). Bu kapsamda altsoy; kişinin çocuğu, torunu, torunun çocuğu olmak üzere aşağıya doğru aynı hat üzerinde devam eden birinci dereceden hısımlık bağını ifade etmektedir. TMK"da evlat edinme yoluyla kanundan doğan ve kan bağına dayalı soybağı ilişkisine benzeyen soybağı ilişkisi kurulduğu kabul edildiğinden (TMK m. 282/3) altsoy aynı zamanda evlat edinilmiş küçük, kısıtlı veya ergini de ifade eder (Aydoğdu, s. 415, Akıntürk, s. 384). Nitekim, 24 Nisan 1967 tarihli Çocukların Evlat Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesinin 10. maddesinde; “Evlât edinme ilişkisi, evlât edinen ile evlâtlık arasında her türlü hak ve yükümlülükleriyle sahih nesep ilişkisi meydana getirir. Evlât edinme ilişkisinin sonucu olarak, evlâtlığın asıl ana ve babası ile olan bağları ortadan kalkar” hükmüne yer verilmiş olup, evlat edinme ile kurulan hısımlık ilişkisi sadece iç hukukumuzda değil, milletlerarası hukukta da aynı sonucu doğurmaktadır. Bu durumda evlat edinmek isteyen kişi daha önce başka birini evlat edinmiş ise, altsoyuna dahil olan evlatlığının da rızası aranacaktır. Yine, TMK ile ana-baba ile çocuklar arasında MK"daki “sahih-gayri sahih nesep” ayrımını kaldırıldığından sadece evlilik içinde doğmuş olan (sahih nesepli) çocuk değil, evlilik dışı (gayri sahih nesepli) çocuk da altsoy kavramına dahildir.
    26. Erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesinde diğer bir koşul da, küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin koşulların, kıyas yoluyla erginlerin veya kısıtlıların evlat edinilmesi bakımından da uygulanmasıdır. Buna göre, evlat edinmenin evlat edinilenin yararına olması (TMK m. 305/2); evlat edinilenin, evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması (TMK m. 308/1); ayırt etme gücüne sahip evlat edinilenin rızasının olması (TMK m. 308/2); evlat edinilenin kısıtlı olması hâlinde, vesayet dairelerinin izninin alınması (TMK m. 308/3); evli kişilerin ancak birlikte evlat edinebilmeleri (TMK m. 306/1); eşlerin de en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları (TMK m. 306/2); eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilmesi (TMK m. 306/3); evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlat edinebilmesi (TMK m. 307/1) gibi küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin koşullar, ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinde de uygulanır.
    27. O hâlde, evlat edinen kişinin evli olması durumunda kural olarak birlikte evlat edinmelerine ilişkin kural ergin veya kısıtlıların evlat edinilmesinde de uygulama alanı bulacaktır. TMK"nın "Birlikte evlat edinme" başlıklı 306. maddesi "Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler.
    Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir.
    Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir" şeklinde,
    Aynı Kanun"un 307. maddesi;
    "Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
    Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir" şeklinde düzenlenmiştir.
    28. Anılan Kanun maddelerine bakıldığında sadece evli kişilerin birlikte evlat edinebilecekleri görülmektedir. MK"da eşlerden birinin evlat edinmesi diğer eşin bu duruma rıza göstermesi şartına bağlıyken, bu rıza, rıza veren eşin de evlat edinen sıfatını kazanmasına neden olmamaktaydı. TMK"nın 306. maddesi karşısında artık bu mümkün olmayıp, eşler ancak birlikte evlat edinebilirler. Evli olan bir kimsenin istisnaen tek başına evlat edinebileceği TMK"nın 307/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi, ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri ayrı yaşamakta olması nedeniyle birlikte evlat edinmesinin mümkün olmadığını ispat ederek tek başına evlat edinebilir. Ayrıca eşlerden biri, diğerinin çocuğunu tek başına evlat edinebilir.
    29. Erginlerin evlat edinilmesi için Kanun"da aranan koşullara ilişkin yapılan açıklamalar yanında evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını düzenleyen kanun maddelerine de değinilmesinde yarar vardır. TMK"nın "Rızanın bulunmaması" başlıklı 317. maddesinde;
    "Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hâkimden evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler."
    "Diğer noksanlıklar" başlıklı 318. maddesinde;
    "Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir.
    Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez" düzenlemelerine yer verilmiştir.
    30. Bu hükümlere göre, evlatlık ilişkisi, rızası gereken kişilerin, rızası alınmadığı durumlarda, bu kişilerin talebi ile veya esasa ilişkin diğer eksikliklerin bulunması hâlinde Cumhuriyet Savcısı veya her ilgilinin talebi üzerine hâkim kararı ile ortadan kaldırılabilir. Evlatlık ilişkisinin kaldırılmasında, taraflardan başka Cumhuriyet Savcısı ve her ilgiliye de, ilişkinin kaldırılmasını talep yetkisi vermiştir.
    31. Yapılan açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince; 1927 doğumlu Necmi Türkan"ın 29.01.1970 tarihinde 1928 doğumlu ... ile evlendiği, davacı ..."in Necmi Türkan tarafından 30.04.1979 tarihinde evlat edinildiği, yine Necmi Türkan tarafından Bursa 2. Aile Mahkemesinin 10.12.2010 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı ve 28.01.2011 tarihinde kesinleşen kararı ile davalı 25.02.1985 doğumlu ..."un TMK"nın 306. maddesi uyarınca evlat edinildiği, evlat edinen Necmi Türkan"ın 02.02.2011 tarihinde öldüğü, 01.04.2011 tarihinde açılan eldeki davada da davacı ... tarafından, Bursa 2. Aile Mahkemesinin 10.12.2010 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı kararı ile evlat edinilen davalı ... yönünden evlat edinme koşullarının gerçekleşmediği ileri sürülerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
    32. Bursa 2. Aile Mahkemesinin 10.12.2010 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... tarafından evlat edinilmek istenen ..."a (25.02.1985 d.lu) husumet yöneltilerek eşinin torunu olan davalıyı evlat edinmek istediğini beyan ettiği, davalının davayı kabul ettiği ve davacının eşi ..."un eşinin torununu evlat edinmesine bir diyeceğinin olmadığını beyan ettiği, mahkemece davanın TMK"nın 306/3. maddesi gereğince açıldığı ve aranan koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
    33. İncelenen dosya kapsamına göre; evlat edinilen ..."un (25.02.1985 d.lu) ..."un eşi olan ..."un çocuğu olmayıp torunu olduğundan TMK"nın 306/3. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, TMK"nın 306. maddesi gereğince eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceği şartının yerine getirilmediği gibi evlat edinilen ..."un dava tarihinde ergin olması nedeniyle TMK"nın 313/1. maddesi gereğince evlat edinen ..."un altsoyu konumunda olan davacı ..."ın açık muvafakatının alınmadığı saptanmıştır.
    34. O hâlde, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, evlat edinme davası sırasında erginlerin evlat edinmesine ilişkin koşullar gerçekleşmediğinden evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

    35. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; somut olayda kıyasen uygulanacak olan TMK"nın 306/1. maddesine aykırı olarak eşlerden biri tarafından evlat edinme gerçekleşmiş ise de, eş duruşmadaki beyanı ile eşinin tek başına evlat edinmesine rızasının bulunduğunu açıkça beyan ettiği, ayrıca evlat edinilenin eşin torunu olup altsoy olarak soybağı ile bağlı olduğu, kaldı ki Kanun"da eşlerin birlikte evlat edinmesinin mutlak bir kural olmadığı, mirasçıların miras hakkının korunmasıyla da ilgili olmadığı, eşin açıkça evlat edinmeye itirazı olmadığını bildirdiği gözetildiğinde önceki evlatlığın bu koşuldaki eksiklik nedeniyle evlat edinmenin iptalini isteyemeyeceği, TMK"nın 313/1. maddesinde ergin kişilerin evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatı ile evlat edinebileceği hükmü yer almakta ise de, somut olayda davacının evlat edinenin altsoyu olmayıp evlatlığı olduğundan bu koşul yönünden de eksiklik bulunmadığı, TMK"da yer alan pek çok düzenlemenin varlığından (TMK m. 17, 129, 314/2, 495, 500/1) evlat edinme ile altsoy üstsoy ilişkisi kurulamayacağı ve evlatlığın altsoy sayılamayacağının açık biçimde anlaşıldığı, mahkemece verilen ret kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, eşlerin birlikte evlat edinme kuralı yönünden gerekçenin kısmen düzeltilerek yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    36. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    37. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle
    Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY

    Davacı ..., müvekkilinin annesi olan evlat edinen ..."un ölmeden çok kısa süre önce eşi ..."un torunu olan davalıyı evlat edinmesinin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı sırada yanılma, aldatma veya zorlama sonucu gerçekleştiğini, evlatlık ilişkisi kurulurken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 313 ve devamı maddelerinde öngörülen erginlerin evlat edinilmesindeki şekil şartlarına da uyulmadığını, en az 5 yıl süre ile bakılıp gözetilme, aile bağının oluşması gerektiği ancak evlat edinme dosyasında sosyal hizmetler uzmanı tarafından hazırlanan raporda müvekkilinin annesinin sahip olduğu malvarlığı ve zenginliği nedeniyle eşinin ilk evliliğinden olan çocuklarıyla aralarında sorunlar bulunduğunun ifade edildiği, yine maddede alt soyunun bulunması hâlinde evlat edinme sırasında görüşünün alınacağının belirtildiği ancak müvekkilinin bu konuda düşüncesinin alınmadığını, maddede eşlerin birlikte evlat edinebileceği belirtilmişken evlat edinenin tek başına evlat edindiğini, belirterek Bursa 2. Aile Mahkemesinin 28.01.2011 tarihli ve 2010/460 E., 2010/1568 K. sayılı kararı ile kurulan evlatlık ilişkisinin tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesinde genel ehliyetsizlik nedenine dayanılmış ise de evlat edinme tarihinde evlat edinenin ehliyeti bulunduğu alınan rapor ile anlaşılmış ve bu yönden de bir bozma yapılmadığından uyuşmazlık bu yönden Hukuk Genel Kurulu önüne gelmemiştir.
    Mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, somut olayda reşit kişilerin evlat edinilmesine ilişkin Kanunda sayılan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle somut uyuşmazlıkta uygulanacak kuralların kapsamına bakmak gerekir. Evlat edinme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 305 vd. maddelerde düzenlenmiştir. TMK küçüklerin evlat edinilmesi ile ergin kişilerin evlat edinilmesini kısmen farklı kurallara tabi tutmuştur.
    Kanunun Erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesi başlıklı 313. maddesindeki düzenlemeye göre; bedensel veya zihinsel engeli sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlat edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte olması veya evlat edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş olması ya da diğer haklı sebepler mevcut ve evlat edinilen, en az beş yıldan beri evlat edinen ile aile hâlinde birlikte yaşamakta olması hâllerinde evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatiyle ergin veya kısıtlı evlat edinilebilir. Evli bir kimse ancak eşinin rızasıyla evlat edinilebilir. Bunlar dışında küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin hükümler kıyas yoluyla  uygulanır.
    Yollama yapılan küçüklerin evlat edinilmesiyle ilgili hükümlere bakıldığında TMK 306/1. maddede eşlerin, ancak birlikte evlat edinebilecekleri düzenlenmiş ve somut uyuşmazlıkta kıyasen uygulanacak bu hükme aykırı olarak eşlerden biri tarafından evlat edinilmiştir. Eşlerin birlikte evlat edinebileceği kuralı evlat edinilenin tam bir aile yanında yetişmesi için getirilmiş olup maddenin getirilişindeki asıl amaç evlat edinilenin üstün yararının korunmasıdır.
    Bu kural ayrıca evlat edinenin eşinin de yararına getirilmiştir. Evlat edinenin eşinin birlikte evlat edinmek için bir isteği olmadığı gibi eşinin evlat edinmesine bir itirazı da yoktur. Eş duruşmadaki beyanı ile eşinin tek başına evlat edinmesine rızası bulunduğunu açıkça beyan etmiştir. Ayrıca evlat edinilen eşin torunu olup alt soy olarak soybağı ile bağlıdır. Bir kimsenin altsoyu olarak soybağı ile bağlı olduğu aralarında kan bağı olan torununa ayrıca evlat edinme yoluyla bağlanmak isteyebileceği de hayatın olağan akışında beklenmez.
    Kanunda eşlerin birlikte evlat edinme kuralının mutlak bir yasak olarak getirilmiş olmadığı, HMK 307/2. maddede sayılan birlikte evlat edinmenin mümkün olmadığı hâllerde tek başına evlat edinilebileceğinin düzenlenmiş olmasından da anlaşılmaktadır.
    Eşlerin birlikte edinme kuralı, getiriliş amacıyla diğer mirasçıların miras haklarının korunmasıyla ilgili bir kural değildir. Bu hüküm lehlerine olan kişilerin açtığı bir dava olmadığı gibi evlat edinenin eşinin açıkça evlat edinmeye itirazı olmadığını bildirdiği gözetildiğinde, lehine getirilmiş bir hüküm olmadığı hâlde davacı önceki evlatlığın bu koşuldaki eksiklik nedeniyle evlat edinenin ölümünden sonra evlat edinmenin iptalini isteyemeyeceği kabul edilmelidir.
    Yukarıda sözü edilen TMK 313/1. maddede ergin kişi evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatıyla evlat edinilebilir hükmü bulunmakta ise de somut olayda bu koşul bakımından bir eksiklik yoktur. Bunun nedeni davacının evlat edinenin alt soyu değil evlatlığı olmasıdır.
    Evlat edinilen evlat edinme ile evlat edinilenin mirasçısı olur ise de bu sonuç evlatlığın altsoy hâline gelmesinden değil, TMK 500/1. maddede yer alan “Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olmazlar.” düzenlemesinden kaynaklanmaktadır. Madde içeriğinde de zaten altsoy gibi mirasçı olur dediğinden, evlatlığın altsoy sayılmadığı kabulü ile bu hükmün getirildiğini ortaya koymaktadır.
    Bu hükümde düzenlenen evlatlığın mirasçılığı tek yönlü olduğu kadar ayrıca diğer zümreleri etkilemeyen, onlara sirayet etmeyen sınırlı bir mirasçılıktır. Diğer bir ifadeyle evlat edinilen sadece evlat edinenin mirasçısı olup ölümünden sonra evlat edinene gelecek mirasta bir hak iddia edemeyecektir. Evlat edinilenin bu sınırlı mirasçılığı da evlat edinme ile evlat edinilenin alt soy hâline gelmediğini ortaya koymaktadır.
    Evlatlığın alt soy sayılmayacağı, TMK’da yer alan pek çok düzenlemenin varlığından da anlaşılmaktadır. Hısımlığın düzenlendiği TMK 17. maddede; kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olacağı, biri  diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı bulunduğu düzenlenmiş olup altsoy sayılmak için kan bağıyla aynı soydan gelmenin gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. Evlatlığın bu anlamda kan bağıyla aynı soydan gelen kişi olmadığı için altsoy sayılmayacağı bu hükmün de açık sonucudur.
    Evlenme yasağının düzenlendiği TMK’nun 129. maddesinde altsoy ile üstsoy arasında evlenmenin yasak olduğu düzenlenmiş iken ayrıca evlat edinilen ile evlat edinenin evlenemeyeceğinin gösterilmesine gerek görülmesi, evlat edinme ile altsoy-üstsoy ilişkisi kurulmuş olacak ise zaten TMK 495. madde hükmüne göre mirasçılık kendiliğinden ortaya çıkacağı hâlde TMK 314/2. maddede evlatlığın evlat edinene mirasçı olacağının düzenlenmesine gerek görülmüş olması da gözetildiğinde TMK kuralları ve sistematiği ile de evlat edinme ile altsoy üstsoy ilişkisi kurulamayacağı, evlatlığın altsoy sayılmayacağı çok açık biçimde anlaşılmaktadır.
    Belirtilen nedenlerle evlat edinene evlatlık ilişkisiyle bağlı olan davacı, altsoy sayılamayacağı için TMK 313/1. madde kapsamında muvafakatının alınmasına da gerek yoktur. Bu yönden de evlat edinmede bir eksiklik bulunmamaktadır.
    Belirttiğim nedenlerle evlat edinmenin kaldırılmasını isteme koşulları gerçekleşmemiş olup mahkemece verilen red kararı sonucu itibarıyla doğrudur. Bu durumda eşlerin birlikte evlat edinme kuralı yönünden gerekçesi yukarıda açıklanan biçimde kısmen düzeltilerek hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan hükmün bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi