5. Hukuk Dairesi 2019/9449 E. , 2019/18870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki ... İlçesi, ... / ... Mahallesi 211 ada 27 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1)Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması ve dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmaza farklı mahalleden ve dava konusu taşınmaza göre yüzölçümü büyük bir taşınmazın emsal alınması doğru olmadığı gibi, emsal alınan taşınmazın tapu ve satış akit tablosunun incelenmesinde şirkete yapılan satış olduğu, satışın tarafları ve taşınmazın nitelikleri dikkate alındığında taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı yine dava konusu taşınmazın geldisi olan 1273 parsel sayılı taşınmazdan 547,69 m2"lik kısım 3194 sayılı İmar Kanunu 15, 16. maddeleri uyarınca bedelsiz yola terk edildiğinden Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre dava konusu taşınmazın da imar parseli olarak kabul edilmesi ve emsal taşınmaz imar parseli olduğundan dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen değerinden düzenleme ortaklık payı düşülmeden hesap yapılması gerektiği gözetilmeden, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda düzenleme ortaklık payı düşülerek değer biçildiğinden bu rapora göre karar verilmesi mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Tespit edilen kamulaştırma bedelinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi,
3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, kamulaştırma bedeli ile acele el koyma bedeli arasındaki fark bedele 10.08.2015 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
4)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerince temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.