14. Hukuk Dairesi 2015/3454 E. , 2015/5769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.05.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları ... parsel sayılı taşınmazdaki dava dışı paydaşın payının 01.04.2011 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiğini, payın önalım nedeniyle tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/125 Esas sayılı dosyasında açtıkları davanın 20.02.2013 günlü kararıyla açılmamış sayılmasına karar verildiğini, TBK’nın 158. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek önalım hakkına dayanarak davalının devrettiği payın adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, kesin hüküm bulunduğunu, hak düşürücü sürenin de dolduğunu, davada TBK’nın 158. maddesinin uygulanamayacağını, ayrıca fiili taksim nedeniyle de davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
BK"nın 137. maddesi ve TBK"nın 158. maddesindeki düzenlemeye göre, “Dava veya def"i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.” Böylece yargılama aşamasında zamanaşımı süresi ya da hak düşürücü süre dolmuşsa
davacı uzamış ek süreden yararlanır. Dava, hakkın esası tetkik edilmeksizin usule ilişkin sonradan da olsa giderilebilecek bir nedenle sona erdiğinden davacının yeni bir dava açma hakkı bulunmaktadır. Çünkü dava konusu şey yargılama aşamasında zamanaşımına ya da hak düşümüne uğramıştır. Bu nedenle TBK"nın 158. maddesi altmış günlük ek süre içinde dava açılmasına imkan vermektedir.
Somut olayda da davacı tarafın önalım hakkına ilişkin satış sözleşmesinden 2013 yılı Ocak ayı sonunda haberdar olduğu ileri sürülmüş olup aksine de delil bulunmadığı gözetildiğinde TMK"nın 733. maddesinde belirtilen üç aylık yasal süre içerisinde ilk davanın açıldığı, dava dilekçesindeki eksikliğin giderilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği ve bu aşamada üç aylık hak düşürücü sürenin de geçtiği ancak görülmekte olan bu davanın TBK"nın 158. maddesi kapsamında altmış günlük ek süre içerisinde yeniden açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilerek mahkemece tarafların delilleri toplanarak davanın esasının karara bağlanması gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiği ve davada BK"nın 137. maddesinin (ve TBK"nın 158. maddesinin) uygulama imkanı olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine, 25.05.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun olup hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.