17. Hukuk Dairesi 2018/5501 E. , 2020/6489 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...’ün vergi mükellefi olduğunu, borçlu hakkında ödeme emri düzenlendiğini, tebliğin yapıldığını, ödemenin yapılmadığını, borçlu hakkında haciz işlemine geçildiğini, borca yeter mala rastlanılmadığını, annesinden intikal eden ...,... nolu bağımsız bölümün kardeşi ... e ondan da ..."e, ondan da ...’a devrinin yapıldığını, söz konusu işlemin mal kaçırma gayesi ile yapıldığını beya ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalı ... vekili, davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmüne uyulan Dairemizin 20.02.2017 gün 2014/17054 E- 2017/ 1677 K sayılı ilamı gereği yapılan yargılama aşamasında borcun tamamen ödendiği görülmekle, konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, ancak borcun yargılama aşamasında ödenip, davalının dava açılmasına neden olduğu göz önünde tutularak, davacının yaptığı yargılama giderinin ve karşı
yan vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin hangi davalıdan tahsil edileceğinin açık olmaması, diğer davalılar hakkındaki talepler yönünden olumlu-olumsuz karar verilmemesi nedeniyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle re’sen bozulması gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davalı ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmüm BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ile ..."a geri verilmesine, 04/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.