MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK 257/1, 62, 50 ve 52 maddeleri gereğince mahkumiyet

Görevi kötüye kullanma suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Romanya’da faaliyet gösteren Biat İnşaat şirketinden alacağı olan katılan ...’in, bir arkadaşı vasıtası ile Antalya Baro’suna kayıtlı olarak avukatlık yapan sanık ile tanıştığı, sanığın katılana “yaptığı araştırmalara göre alacaklı olduğu şirketin usulsüz yollarla piyasadan para kaçırdığını, yakında iflas edeceğini, para gönderirse hesaplarına bloke koyduracağını, alacağını garanti altına alacağını” söylediği, buna inanan katılanın da sanık adına vekalet çıkartarak, sanığa 27.000 TL gönderdiği, ardından da yine sanığın, hesap blokajında ve hukuki işlerde kullanacağını söyleyerek istemesi üzerine 3.300 TL ve 1.000 TL daha gönderdiği, ancak sanığın her hangi bir işlem yapmadığı, ayrıca sanığın katılandan tahsil etmek için aldığı Biat İnşaat şirketine ait 25.000 TL bedelli çeki tahsil etmesine rağmen, 23.000 TL parayı katılana gönderdiği, geri kalan parayı ise ihtiyacı olduğu gerekçesi ile uhdesinde tuttuğu, sanığın bu surette kül halinde görevi kötüye kullanma suçunu işlediği kabul olunan somut olayda,
Sanığın suç tarihinde Antalya Baro’suna kayıtlı olarak avukatlık görevini yapması ve katılanın alacaklı olduğu Biat İnşaat şirketinin ekonomik olarak zor durumda olduğunu ve katılanın parasını tahsil edebileceğini söyleyerek, katılanı borçlu şirket hakkında kandırarak, menfaat temin ettiği, ancak katılanın alacağını tahsil için her hangi bir işlem yapmadığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanığın eyleminin bir bütün halinde TCK 158/1-i maddesinde düzenlenen “serbest meslek mensubunun nitelikli dolandırıcılığı” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyete hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.