15. Ceza Dairesi 2018/5840 E. , 2018/6678 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sırasında, suç yeri itibarıyla dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09.01.2018 tarih ve 2017/53843-2018/604 sayılı yetkisizlik kararını müteakip, bu kez suç yeri bakımından dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.01.2018 tarih ve 2018/13034-1855 sayılı yetkisizlik kararı üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararının kaldırılmasına dair mercii İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.02.2018 tarih ve 2018/109 değişik iş sayılı kararı aleyhine, yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 07.06.2018 gün ve 94660652-105-06-7101-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2018 tarih ve 2018/51650 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12.10.2015 tarih ve 2015/14021-9798 karar sayılı ilamında "...Dairemizin 06.04.2015 tarih ve 2015/4473-23011 sayılı ilâmı ve daha birçok kararında da belirtildiği üzere, dolandırıcılık suçunun, iradesi fesada uğratılan kişinin yatırmış olduğu paranın fail tarafından çekildiği anda tamamlanacak olması nedeniyle suç yerinin de menfaatin temin edileceği yer olacağından hareketle..." şeklinde belirtildiği üzere, paranın çekildiği yerin menfaatin temin edileceği yer olduğu, menfaatin temin edildiği yerin tespit edilememesi halinde ise yetkili yerin hileli davranışın müştekiye ulaşarak müştekinin kandırıldığı yer olduğu,
Gelişen bankacılık teknolojisi ile para transfer işlemlerinin değişmesi karşısında, paranın sanığın tasarrufuna ne zaman ve nerde geçtiği dolayısıyla menfaatin nerede temin edildiği hususunun her somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği, bu cümleden olmak üzere;
Somut soruşturma dosyasına konu olayda, şüphelinin müştekiyi Halk bankasından aradığını, hesap kartının kopyalandığını ve adına alışveriş yapıldığını, hesabının kapatılması için telefona gelen aktivasyon kodunu bildirmesini söyleyip müştekiye gelen güvenlik şifresini alarak müştekinin hesaplarından kendi hesabına internet bankacılığı yoluyla üç ayrı kez 990,00 Türk lirası tutarında para gönderdiği ve havale ettiği paranın 990,00 Türk lirasını da Ümraniye Şube 2 olarak belirtilen ATM"den çektiği, müştekinin hesabından yapılan EFT işleminin şüphelinin Finansbank Enpara İnternet Şubesi adıyla şubesiz bankacılık nezdinde bulunan hesaba yapıldığı, paranın transfer edildiği bu şekildeki bankacılık işleminde, paranın şüphelinin hesabına yatırılması ile tasarruf alanına girdiği, internet bankacılığı yoluyla para üzerinde her türlü tasarruf yetkisine sahip olunması nedeniyle paranın şüphelinin hesabına yatmasıyla haksız menfaatin temin edileceği, paranın ayrıca çekilmesine gerek bulunmadığı bu hali ile suç yerinin şüphelinin banka hesabının bulunduğu yer olduğu nazara alındığında, somut olayda suçun işlendiği yerin Finansbank Enpara İnternet Şubesinin bağlı olduğu yer olan Finansbank"ın Genel Müdürlüğü olduğu, adı geçen bankanın Genel Müdürlüğünün de İstanbul"da bulunduğu ve suç yerinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Şüphelinin banka hesabının bulunduğu yerin suç yeri olarak kabul edilmesi gerektiği yönündeki ihbarnamedeki düşünce yerinde değilse de, sonuç olarak İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının bozulması ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili kılınması gerektiği yönünde istemde bulunulduğu anlaşılmakla;
Şüpheli tarafından paranın Ümraniye’den çekildiği, bu nedenle suç yerinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı yargı çevresinde kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce sonucu itibariyle yerinde görülmekle, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.02.2018 tarih ve 2018/109 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.