MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 43/1, 62, 52/2, 53, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 204/1, 43/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın Avrupa Yakası PTT Başmüdürlüğü"ne bağlı Galata Posta Dağıtım Merkez Müdürlüğü"nde tekel dışı posta gönderilerinin dağıtımı işini üstlenen... Güvenlik Sistemleri şirketin elemanı iken 15.12.2008 tarihi itibari ile aynı yerde bu işi üstlenen Egepol Çevre isimli şirketin elemanı olarak çalıştığı, sanığın 2008 yılı Temmuz ayından Aralık ayına kadar dağıtmak üzere teslim almış olduğu gönderileri Galata Posta Dağıtım Merkezi"nin birinci katında yedi yarım posta çuvalı içinde yeni gelen posta gibi ağızları adi posta kelepçesi ile bağlanmış şekilde bulunduğu ve bu gönderileri alıcılarına teslim edilmiş gibi posta teslim listelerine alıcılar yerine imza attığı, yine mağdurlar ... ve ..."e 24.04.2008 tarihinde çıkartılan para cezası ödeme emrine ilişkin tebligatı da 05.07.2008 tarihinde usulsüz olarak yaptığı bu şekilde atılı suçları işlediği iddia olunan olayda;
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Sanığın ikrara yönelik savunması, mağdurların beyanları ile dosya kapsamından mahkemece sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine ilişkin verilen mahkumiyet hüküm ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Sanığın ikrara yönelik savunması, mağdurların beyanları ile dosya kapsamından mahkemece sanığın üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine ilişkin verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik sair temyiz itirazının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 80 gün olarak tayin edilmesi,
2- 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hapis cezasının ertelenmesi halinde 53. Maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde yer alan sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılamayacağının düşünülmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında yer alan "80 gün", "120 gün" "100 gün" ve "2.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla "5 gün", "6 gün" ,"5 gün" ve "100 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmek suretiyle, TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine “ sanığın TCK"nın 53/1 maddesinde belirtilen hak yoksunluklarından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ve TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun kendi altsoyu yönünden uygulanmamasına“ denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.