Esas No: 2020/7613
Karar No: 2022/373
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7613 Esas 2022/373 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7613 E. , 2022/373 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.10.2020 tarih ve 2019/79 E. - 2020/160 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 19/02/2010 tarihinde davalının üretimini yaptığı suyun dağıtımını ve satışını kapsayan bayilik sözleşmesi yapıldığını, Mart 2011 tarihine kadar davacının işlerinin iyi gittiğini, suda yeşerme, tortu ve koku sebebiyle gelen müşteri şikayetleri üzerine davacının müşteri portföyünde azalma olduğunu ve işlerinin kötüye gitmeye başladığını, davalı firmadan gelen su damacanalarında davacı tarafından yabancı madde tespit edildiğini, Sağlık Bakanlığının 26.08.2011 tarihli yazısı ile suyun İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine uygun bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin tamamen kusurlu olduğu olayda şirket yetkililerinin duyarsız ve ilgisiz davrandıklarını, davacının ticari hayatının tamamen bittiğini, maddi açıdan büyük zarara uğradığını ileri sürerek davalıdan 60.000.-TL maddi, 40.000.-TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının su satışının günlük 10- 15 damacana olduğunu, davalının bir kısım borçlarını ödemesi için davacıyı uyarması üzerine davacının haksız olarak Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulunduğunu, şikayet nedeniyle yapılan tahlil bedellerini de davalının ödediğini, sularının sağlıklı olduğunu, davacının kendi hataları ile sıkıntılı duruma düştüğünü, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin valilikçe toplatılan ve toplatılma kararı çıkarılan herhangi bir ürünü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre satılan suyun mikrobiyolojik olarak mevzuata uygun olmadığının tespit edildiği ve davacının bu şekilde iddiasını kanıtladığı, suyun mevzuata aykırı olması nedeni ile satış yapamayan davacının bilirkişi raporuna göre 78.912,60 TL zararının bulunduğu, davacının davasının talep kısmını arttırmış olması ve karar tarihi itibariyle 7251 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile değiştirilen HMK 186. maddesine göre davacının bozma kararından sonra da davasını ıslah edebileceği kabul edildiğinden davacının ıslah talebi doğrultusunda karar verilmesi gerektiği, davacının manevi tazminat isteme şartları bulunmadığı gerekçesiyle davacının maddi tazminata yönelik davasının ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile 78.912,00 TL tazminatın 60.000.- TL’sinin dava tarihinden,18. 912,60 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi uyarınca selen marka doğal kaynak suyunun dağıtım ve satışını yaptığı, davalının vermiş olduğu ürünlerin mikrobiyolojik değerler bakımından mevzuata uygun olmadığının belirlenmesi üzerine sözleşme davacı tarafından feshedilmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca davacının benzer nitelikte bir işi en erken bulma ihtimalinin olduğu tarih öncelikle belirlenerek, davacının bu süredeki kazancının saptanması ve davacının fesih nedeni ile sağladığı bir hak ve yine bu süre içerisinde başka işten sağlayacağı veya kasten sağlamaktan kaçındığı kazancının olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sözleşme süresi sonuna kadar kâr mahrumiyetine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.