14. Hukuk Dairesi 2019/1813 E. , 2020/847 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.05.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.11.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 34 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı olmadığını belirterek, davalılara ait 35, 36, 37, 1095, 1103, 1382 parsel sayılı taşınmazların uygun olanından 34 parsel sayılı taşınmaz yararına geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı 1103 parsel maliki ..., taşınmazında çok sayıda verimli zeytin ağacı bulunduğunu, davalılar ... ve ... maliki oldukları 1382, 36 ve 37 parsel sayılı taşınmazlarda zeytin ağaçları, elektrik direği, trafo ve damlama sulama sistemi bulunduğunu, her üç parselin sınırlarının beton direk ve tel çit ile çevrili olduğunu, taşınmazlarından geçit verilmesi halinde çok büyük zarara uğrayacaklarını beyanla davanın reddini savunmuşlardır. 1095 parselin maliklerinden davalılar Necip ve ... da davanın reddine karar verilmesini istemişler, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 34 parsel sayılı taşınmazı lehine 01.07.2014 tarihli fen bilirkişisi ..."ın düzenlenmiş olduğu rapor ve eki kroki"de kırmızı ile belirtilen 35 No"lu parsel aleyhine batı sınırından 285,85 m2 alanda sonrasında boşluk alanda 41.09 m2 alanda ve 1095 numaralı parsel aleyhine 285.85 m2 alandan geçit irtifakı tesisine dair verilen karar, davalı 1095 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden ... ve ... vekili temyizi üzerine, Dairemizin 06.12.2017 tarihli 2015/6272 Esas, 2017/9134 Karar sayılı ilamıyla; "...Fen bilirkişisi ..."ın 01.07.2014 tarihli raporunda en uygun geçit yeri 1. seçenek olarak gösterilmiş ise de, ziraat mühendisi ..."ın 08.07.2014 tarihli raporunda geçit yeri olarak belirlenen 7 seçenekten yapılan incelemelere göre, mesafe, fiziki şartlar, yapılaşma, tarımsal üretim ve maddi açıdan yapılan değerlendirmeler sonucu en uygun alternatifin 7. seçenek olarak kahverengi renkle gösterilen geçit yeri olduğu kanaat ve görüşü belirtildiği halde mahkemece bu görüşe de itibar edilmediği görülmektedir.
Fen bilirkişi krokisinde 7. alternatif olarak gösterilen ve 41, 44 ve 40 parsel sayılı taşınmazlardan geçerek davacının 34 parsel sayılı taşınmazını genel yola ulaştıracak alternatif üzerinden geçit hakkı kurulması, komşuluk hukuku ilkelerine ve taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine daha uygun olup, bu taşınmazların malikleri davaya dahil edilmek suretiyle 7. seçenekteki taşınmazlar üzerinden geçit kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu ve kesintisizlik ilkesini de zedeleyecek şekilde kısmen dere yatağından geçen 1. seçenekten geçit kurulması doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... Mevkii cilt no:1, sayfa no:34" te bulunan 34 parsel numaralı taşınmaz lehine ve 01/07/2014 tarihli Fen Bilirkişisi ..." ın düzenlemiş olduğu raporda ve ekinde bulunan krokide kahverengi renk ile belirtilen şekilde 41 No"lu parsel aleyhine 124.42 metre uzunluğunda 3 metre genişliğinde ve 375.20 m² alanda; sonrasında 40 No"lu parsel aleyhine 21.65 metre uzunluğunda 3 metre genişliğinde ve 74.21 m² alanda; son olarak da 44 No"lu parsel aleyhine 129,66 metre uzunluğunda 3 metre genişliğinde ve 384.72 m² alanda geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, aleyhine geçit hakkı tesis edilen 41 parsel sayılı taşınmazın paydaşları .. ve ... temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ulaşım sağlayacak geçitin herhangi bir engelle karşılaşmadan genel kadastro yoluna ulaşması gerekir.
Ayrıca, kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyularak 40, 41 ve 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıt maliklerine dava dilekçesi tebliğ edilmiş, bozma öncesi alınan 01.07.2014 tarihli fen bilirkişisi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Aleyhine geçit hakkı tesis edilen 41 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliklerinin temyiz itirazları ve temyiz dilekçesi ekindeki CD görüntü içeriğinden aleyhine geçit hakkı tesis edilen güzergah üzerinde ağaçların bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, geçit bedelinin belirlenmesinde ağaç bedellerinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir. O halde geçit güzergahı üzerinde bulunan ağaçlara rağmen en uygun güzergahın 7 numaralı alternatif olduğunun kabulü halinde geçit bedelinin belirlenmesinde karar tarihine yakın olacak şekilde geçit bedeli ve üzerindeki ağaçların değeri ile var ise başkaca muhdesatların değeri tespit edilerek geçit bedeline eklenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.