22. Hukuk Dairesi 2016/381 E. , 2016/4508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı arasında 01.01.2010 ilâ 31.12.2011 tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandığını davalı bünyesinde çalışan ve müvekkil sendikaya üye olan işçilerin sendika ana tüzüğüne göre üyelik aidatı ödemelerinin gerektiğini, davalının toplu iş sözleşmesi gereğince işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını müvekkil sendikaya ödemediğini, toplu iş sözleşmesinde sendika aidat alacağının işveren tarafından nasıl ve hangi tarihlerde ödeneceğinin belirtildiğini, toplu iş sözleşmesinden yararlanması gereken üyelerin işverene çeşitli yazılarla bildirildiğini, davalı işveren tarafından vaktinde ödenmeyen sendika üyelik aidat alacaklarının ödeneceği tarihin toplu iş sözleşmesinde kesin olarak belirtilmesi sebebiyle davalının her ay itibariyle temerrüde düşeceğini ve alacakların en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte tahsilinin gerektiğini ileri sürerek 01.01.2010 ilâ 31.12.2011 tarihlerini kapsayan 10. dönem toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan sendika aidat alacaklarının kesildiği ayı takip eden ayın 5. gününden itibaren bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesinin tarafı olan yahut toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Yine maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun “Borçlunun temerrüdü” başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur.”
Toplu iş sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Dosya içeriğinden, taraflar arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin 01.01.2010 ilâ 31.12.2011 yürürlük tarihli olduğu ve aidat alacakları isteminin de bu döneme münhasır olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, anılan döneme dair toplam 370.850,29 TL"nin tahsiline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, dosya kapsamına sunulan asıl ve iki ek rapordan oluşan bilirkişi raporu, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda düzenlenmediğinden hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. Bu anlamda olmak üzere, hükme esas alınan raporda, sendika üyesi işçilerin, üyelik ve üyeliğin işverene bildirim tarihi gözetilerek hesaplama yapılmadığı, ayrıca işveren tarafından dosyaya sunulan aidat kesinti listelerine göre farklılık arz eden miktarların denetime elverişli şekilde sebebinin açıklanmadığı anlaşılmıştır. Bu noktada ifade etmek gerekir ki, misâlen dosya içeriğine göre birçok işçinin üyelik ve bildirim tarihinin 2011 yılının Nisan, Mayıs, Haziran ve Ağustos ayı olmasına karşın Ocak 2010 döneminden itibaren aidat kesinti hesabı yapıldığı görülmüştür.
Bütün bu açıklamalar karşısında, mahkemece, öncelikle çalışan işçileri gösterir dönem bordroları dosyaya getirtilmeli, işçilerin işe giriş ve çıkış tarihleri gözetilmeli, sendika üyesi işçiler yahut dayanışma aidatı ödeyen işçiler yönünden aidat kesintisi yapılmasının talep edildiği yazıların tebliğ tarihi ve sendika üyelik tarihleri nazara alınmalı, işveren tarafından dosya kapsamına sunulan aidat kesinti listelerine göre farklılık arz eden hususların sebepleri denetime elverişli şekilde ortaya konulmalı ve bu suretle yapılacak araştırma doğrultusunda oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.