23. Hukuk Dairesi 2012/497 E. , 2012/1713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların kefil oldukları kredi borcunun temerrüt faizinin ödenmediğini, kredinin dava dışı banka tarafından müvekkilinin aracılığıyla verilmiş olması nedeniyle temerrüt faizinin müvekkilinin hesabından alındığını, söz konusu alacak için davalılar aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kredinin asıl borçlusu tarafından ödendiğini, kefil olan müvekkillerinin davacıya her hangi bir borcu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların kefili olduğu davaya konu kredi sözleşmesi nedeniyle doğmuş olan temerrüt faizinin davacı tarafından dava dışı bankaya ödenmiş olduğu, davalıların itirazlarında haksız oldukları ve alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.952,12 TL asıl alacak için itirazın iptaline, icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, Kooperatif Kredileri Sözleşmesi uyarınca dava dışı banka tarafından açılan krediye kefil olan davacının hesabından banka tarafından çekilen miktarın borçlu ve kefil olan davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının takip tarihi itibarı ile alacaklı olduğu miktardan tüm davalılar müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Davacı kooperatifin kefil olarak ödediği miktarın tamamını açılan kredinin dava dışı kredi borçlusundan isteyebilmesi mümkündür. Ancak, davacının dava dışı kredi borçlusu dışında kalan davalılara karşı açtığı dava, kefilin kefile rücu davası niteliğinde olduğundan, B.K.nun 488. maddesinin 2. cümlesi uyarınca diğer kefillerin sorumluluğu her bir kefile düşen pay ile sınırlıdır. O halde mahkemece, kefil olan davalıların borcun tamamını ödeyen kefil davacıya karşı toplam borç miktarından paylarına düşen miktar kadar yükümlü oldukları gözönüne alınarak sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm altına alınan miktarın tamamından birlikte sorumlu tutulmaları doğru görülmemiştir.
2) Kabule göre de, asıl alacak ve işlemiş faiz miktarları ayrı ayrı gösterilerek,hüküm kurulması gerekirken, asıl alacak ve faiz toplamının asıl alacak olarak gösterilmek suretiyle faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde BK"nun 104/son ve 6100 HMK"nun 297.maddesi hükmüne aykırı olarak karar verilmesi de doğru olmamıştır.
3) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ve 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.