Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1265
Karar No: 2022/410
Karar Tarihi: 19.01.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1265 Esas 2022/410 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1265 E.  ,  2022/410 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.11.2017 tarih ve 2013/143 E- 2017/826 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.01.2020 tarih ve 2018/737 E- 2020/28 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin büyük meblağdaki birikimini özel bir güven duygusuyla davalı bankaya emanet ettiğini, bankayla imzaladığı sözleşmeler kapsamında opsiyon işlemleri yapıldığını, ancak davalı bankanın müvekkilinin ciddi bir zarara uğramasına neden olduğunu, muhtemel risk faktörleri hakkında yanlış yönlendirmeler yaptığını, Bireysel Müşteriler için Müşteri Tanıma Formlarının müvekkiline doldurtulmadığını ve sadece usulen imza alındığını, banka tarafından gönderilen evraklar üzerinde yapılan inceleme sonucu müvekkilinin kendi talimatı olmaksızın hesabında yapılmış pek çok işlem olduğunu farkettiğini, bunun üzerine bankadan talimatların ıslak imzalı asıllarının istenildiğini, ancak olumlu bir cevap alınamadığını, davalı bankanın müvekkilinden habersiz yaptığı sayısız oynamayı gizleyebilmek için işlemler yapıldıktan sonra müvekkilinin imzalaması için onayına sunma yoluna başvurduğunun düşünüldüğünü, matbu bankacılık sözleşmelerinde yer alan ve müvekkili aleyhine haksız şart ile sorumsuzluk kayıtları içeren hükümler hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kabul edilemez nitelikte olduğunu, zararın Eylül 2010 tarihinden itibaren yapılan opsiyon işlemlerine ilişkin olduğunu ileri sürerek şimdilik 175.000,00 TL’nin 11.04.2012 tarihli ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi veya en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, tüm işlemlerin davacının talimatına istinaden ve bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini, davacıya düzenli olarak ekstreler gönderildiğini ve davacının bu ekstrelere itirazının olmadığını, davacının dava konusu ettiği işlemlerle aynı mahiyette çok sayıda işlem yaptığını ve bu işlemlerden kâr elde ettiğini, davacının getirisinin olduğu dönemde işlemlere itiraz etmeyip sonrasında zarar etmeye başlaması üzerine itiraz etmesinin
    kabul edilemeyeceğini, başka kurum ve kuruluşlarda da benzer nitelikte işlemler yapmış olması dikkate alındığında piyasa bilgisine sahip olduğunun anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasındaki Türev İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formunda davacının muhtemel riskler konusunda bilgilendirildiği, türev işlemlerde yüksek risk bulunduğuna dair genel bildirim bulunduğu ve davacının dava konusu işlemlerden önce de bir çok kez opsiyon işlemi gerçekleştirdiği, davacının dava konusu opsiyon işlemleri hakkında aydınlatılmadığına dair iddialarının ve hileli hareketler nedeniyle hataya düşüldüğünün de ispat edilemediği, davacının çerçeve sözleşmelerde yer alan ve birkaç kez vurgulanan risk uyanlarını anlayabilecek kapasitede ve döviz ve sermaye piyasalarındaki oynaklık ve değişkenlik konusunda bilgi sahibi olduğu, davalı bankanın eksik veya hatalı bilgi vermediği ve özen yükümlülüğünü ihlal etmediği, davacının, daha önce yaptığı ve kar ettikleri türev işlemlerinin hukuken geçerliliğine hiçbir itirazda bulunmayıp, daha sonra aynı şekilde kurulan ve zarar ettikleri türev sözleşmelerinin hukuken geçersiz olduğununa ilişkin iddiasının hukuken korunamayacağı, türev işlemlerinin yüksek risk içeren, talih ve tesadüfe dayalı olan yapısının doğal ve çok sık karşılaşılan bir sonucu olarak üstlendikleri riskten kaynaklanan zararlarını bizzat taşımakla yükümlü olduğu, davacının dava konusu opsiyon işlemleri nedeniyle 158.442,00 TL zararı bulunduğu, ancak işlemlere icazet verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi